ŞEHİTLİK: GÖKLERE UZANAN SONSUZ BİR
DESTAN
Bir vatan düşünün ki, her karışı alın teriyle, her taşı şehit kanıyla
yoğrulmuş olsun. Bir bayrak düşünün ki, rüzgârda sadece dalgalanmasın, aynı
zamanda şehitlerin duasını taşısın göklere...
İşte biz, böyle bir vatanda yaşıyoruz.
Ve işte bu yüzden, nefes aldığımız her an bir şükür, attığımız her adım bir
sorumluluktur.
Şehitlik...
Ölüm gibi görünen ama aslında sonsuzluğa açılan bir kapıdır.
Şehit, toprağa düşmez; şehit, göğe yükselir.
Onlar; sabahın alacasına umut serpen, geceyi yıldızlara emanet eden
kahramanlardır.
Onlar; bizler özgürce yaşayalım diye, kendi hayatlarından vazgeçen sessiz
fısıltılardır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli işte tam da bunu söyler:
"Kendini bilen, tarihini kavrayan, değerleriyle yürüyen bireyler; yeni
bir medeniyet inşasının taşıyıcılarıdır."
Bu yüzden, şehitlerimizi sadece anmakla yetinmeyiz; onların bize bıraktığı
emaneti taşımak, daha iyisini yapmak, daha yükseğe çıkmak zorundayız.
Bugün, TEKNOFEST’te gökyüzünü fetheden gençlerimizi gördüğümüzde,
uluslararası bilim olimpiyatlarında bayrağımızı göndere çeken öğrencilerimizi
duyduğumuzda,
uzayın sonsuz karanlığında ay yıldızımızı dalgalandıran ilk Türk astronotumuz
Alper Gezeravcı'nın "Görev tamamlandı!" sözlerini işittiğimizde,
anlıyoruz ki; şehitlerin hayalleri, artık bizim ellerimizde yeşeriyor.
Çanakkale’de toprağa düşen bir Mehmetçiğin duası, yıllar sonra uzayın
sonsuz boşluğunda yankı buluyor.
Bir iftar sofrasında edilen dualar, bir bayram sabahında edilen selamlar, bir
sabah ders zilinde yankılanan umutlar...
Hepsi şehitlerimizin bizlere bıraktığı kutlu emanettir.
Şehitlik;
bir veda değildir,
bir bitiş hiç değildir.
Şehitlik, büyük bir başlangıçtır:
Bir milleti yeniden ayağa kaldıran, bir medeniyeti ufukların ötesine taşıyan
kutlu bir diriliştir.
Bugün, ay yıldızlı bayrağımızı dünyanın dört bir yanında gururla
taşıyorsak,
uzayın sonsuz derinliklerinde bir Türk’ün adı yankılanıyorsa,
bilimle, sanatla, ahlakla dünyayı güzelleştiren gençlerimiz yetişiyorsa,
bu, şehitlerimizin alınlarının akıyla bıraktığı miras sayesindedir.
Ve biz, onların izinde yürüyerek,
kalbimizde taşıdığımız vatan aşkıyla,
bilgiyle, değerle, adaletle ve cesaretle
daha büyük yarınlara koşacağız.
Unutmayın:
Şehitlerimiz bize sadece bir toprak parçası bırakmadı;
onlar bize bir dava, bir ideal, bir sonsuz yürüyüş emanet etti.
O halde, her öğrendiğimiz bilgiyle,
her yazdığımız satırla,
her kurduğumuz hayalle
bu kutlu emaneti daha da yükseklere taşıyalım.
Çünkü biz biliyoruz:
"Kökleri tarihin derinliklerinde, kanatları yıldızlara uzanan bir
milletin evlatlarıyız."
Şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Onlara layık bir nesil olmak için yürüyüşümüz sürecek,
bayrağımız, göklerde sonsuza dek dalgalanacak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder