24 Ocak 2021 Pazar

MUSTAFA KUTLU VE KÜRESEL SİSTEM

 

"KÜRESEL SİSTEM EKONOMİYİ AHLAKIN ÖNÜNE GEÇİRDİ"

 

Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) Kültür Sohbetleri kapsamında Günümüz edebiyatının önemli ismi yazar Mustafa Kutlu, "Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş" başlıklı etkinlikte konuştu.TYB Genel Başkan Yardımcısı Tarkan Zengin’in hazırlayıp yönettiği söyleşide konuşan Mustafa Kutlu,  Dergâh Yayınları arasından çıkan “Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş” isimli kitabıyla ilgili bilgiler verdi.16 Aralık 2020 Çarşamba günü TYB’nin youtube kanalı üzerinden canlı yayınlanan programda konuşan Kutlu, “Bildiğiniz üzere dünyanın gidişatı bir çizgi üzerinde gitmeye cereyan etti, teferruata girmeyeyim sanayi devrimi, oradan endüstriyel gelişmeler oradan da teknolojiye, dijitale, bilgi çağına gelindi. Bu çizgi, bu yürüyüş, yürüyenlerin galip gelmesiyle neticelenince bütün dünyaya cebren ve hileyle kabul ettirildi. Bir sürü kan, gözyaşı üzerine kurulmuş hâkimiyettir bu, bütün dünyanın hegemonyası altına alan bir kapitalizmden bahsediyorum. Buna karşı gelenleri de bir kaşık suda boğarlar.  Ne malum teknolojiye karşı çıkabilirsiniz nede bu yürünen yola, dolayısıyla bunun dışında başka bir yol yapmak yok mudur yani diyerek başka bir ufka doğru bakmak üzere burada hicret edelim dedim kendi kendime. Nereye hicret edilebilir dedim kendi kendime, bunun yeri toprak olsun dedim. Dolayısıyla 1. Kitabın eksiğini 2. Kitapla tamamlayarak Kalbin Sesiyle Toprağa Dönüş adını verdim 2. Kitapta hicret ettiğimiz yer toprakla ilgili meseleyi de dile getirmiş oldum.” dedi. Konuşmasında dünyadaki gelir adaletsizliğine değinen yazar Mustafa Kutlu sözlerini şöyle sürdürdü:“Bütün bu olup bitenlerden sonra şu açıktır ki dünyanın bir yıllık kazancına nüfusun yüzde biri el koyuyor. Bundan daha büyük bir zülüm olamaz hatta bunu reisi cumhur birleşmiş milletlerle yaptığı konuşmada altmış ikiye indirdi. Ben böyle bir şeyi söylemek istemem ama bu çok açık bir şeydir. Dünya belli bir hegomonik gücün hükmü altındadır. Hatta zulmü altındadır. Bu çeşitli unsurlar halinde kitapta teker teker anlatıyorum, nerelere dayanıyorlar. Buna karşı yapılacak hicretinde İslâmi bir noktaya, muhtevaya dayanması, bundan hareket ederek hududullah kavramını kullandım yapılacak işlerin buraya dayanmasını istedim.”İslâm dünyasındaki ilim ve bilim insanlarının zaman zaman gündeme getirdikleri “İslâm dünyasının yeniden inşası ve ihyası” konusuna da değinen Kutlu, “Etrafımızda bulunan ilim adamları, vakıflar, dernekler dünyanın neresinde olursa olsunlar aşağı yukarı Müslüman camiaya da şöyle bir temenni var: İslâm dünyasının yeniden inşası ve ihyası. Güzel de kardeşim, teklifiniz nedir. Nerede tartışacağız? Ben en azından bu ütopyayı toprak üzerinde deneriz, yaparız en azından bir kıvılcım bir meşale olmasını istedim.” diye konuştu.

Dünyada kapitalizmin doğuşu ve gelişimine ilişkin de görüşlerini açıklayan Kutlu; “Kapitalizm denilen şey basite alınacak şey değil, 300 sene fikriyat, 200 sene uygulama, 500 sene de vücut buldu. Sayarsanız bunların filozofları 500 ü geçer yani bunun üzerine fikriyat kolay değildir. Daha sonra bu sermayenin sanayi devriminin sonunda kurulan siyasi dönem iktisadi hukuki düzeni, yani bir defa üniversiteleri var. Laboratuvarları, orduları, aletleri, teknolojileri var. Kongreleri, sempozyumları onlar yapıyor, dergileri onlar çıkarıyor, neredeyse bir bilim Kilisesi kurmuş durumdalar. Siz buna karşı herhangi bir şey söylediğiniz zaman sizin daha çimenin topraktan çıkması gibi ucunu gösterir göstermez koparıverirler. Dolayısıyla karşıda bulunan hâkim güç bütün dünyaya hâkim güç; ilmine, akademisine, ekonomisine, ordusuna, sokağına sayabildiğiniz bütün kılcal damarlarına kadar yayılmış bir meseledir. Bunu hafife almak kolay değildir. Bu hususta da fikir serdetmek bu fikrin arkasında da durmak bunun müdafaasını yapmak aslında iman gücünden başka hallolabilecek bir şey değildir. İtikattan kastım o buna o kadara inanılmıştır.” İfadelerini kullandı.

 Kutlu, hayatı boyunca kitaplardan çok insanlarla bir arada bulunduğunu belirterek,  Küresel sistemin ekonomiyi ahlakın önüne geçirdiğine dikkati çeken Kutlu, her şeyin ekonomi üzerinden algılanmasından rahatsız olduğunu, ahlakın öncülenmesi gerektiğini savunduğunu söyledi.

Kutlu, mevcut küresel düzendeki işleyişin insanı, toprağı, havayı ve suyu tükettiğini vurgulayarak, "Hiçbir güç bunları yoldan çeviremez çünkü bu çıkmazdan çıkamazlar. Bu çıkmazdan çıkacak olanlar ancak amentüye inananlardır. Onlar da ancak menkıbelerle bu yola çıkabilirler. 'Bağdat'ın kapısını Genç Osman açtı, kelle koltukta üç gün savaştı' menkıbesine dudak bükenler bu işi yapamaz. Buna dudak bükmeyecek kafalara ihtiyaç var." şeklinde konuştu.

Kutlu, ben kitabımı yazarken kendime rehber olarak Elmalılı Hamdi Yazır, İsmail Kara, Süleyman Seyfi Öğün ve Nurettin Topçu'nun çok yardımlarını aldım," dedi.

Yaklaşık 1,5 saat süren etkinliğin sonunda yazar, izleyicilerin gönderdiği soruları cevapladı.

 

 

 

 

 

17 Ocak 2021 Pazar

SOSYAL FAALİYETLER

 

5. 6. VE 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNE OKUTULACAK KİTAPLAR:

1.       TÜRKÇE                                                               4             KİTAP

2.       İNGİLİZCE                                                           4             KİTAP

3.       FEN BİLİMLERİ                                                  1             KİTAP

4.       MATEMATİK                                                       1             KİTAP

5.       SOSYAL BİLGİLER                                            1             KİTAP

6.       DİN KÜLÜTÜRÜ VE AHLAK BİLGSİ            1             KİTAP

7.       BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR                             1              KİTAP

8.       MÜZİK                                                               1              KİTAP

9.       GÖRSEL SANATLAR                                        1             KİTAP

10.   BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ                               1             KİTAP


NOT:   okutulacak kitaplar zümre öğretmenleri tarafından belirlenecek. Okumanın bir hedefi ve kriteri olacak; okunan kitabın tanıtımı ve değerlendirilmesi yapılacaktır.

Okunan kitabın değerlendirilmesi ilgili dersin öğretmeni ve sınıf öğrencileri tarafınca Çok Amaçlı Salonda konferans şeklinde yapılacaktır.

Önce okunan kitabın tanıtımı yapılacak, akabinde izleyicilerden gelen sorular cevaplanacaktır.

Bu etkinlik kayıt altına alınarak sosyal ve diğer medya araçlarında yayınlanacaktır.

Etkinlikler, yılsonunda kitapçık şeklinde basılacaktır.


DERS DIŞI FAALİYETLER: 


1.       DRAMA ATÖLYESİ

2.       SAYILARIN DİLİ ATÖLYESİ

3.       BİLİM ATÖLYESİ

4.       DİL ATÖLYESİ

5.       OKURYAZAR ATÖLYESİ

6.       NAĞMELERİN ATÖLYESİ

7.       RESİM ATÖLYESİ

8.       YAZILIM VE KODLAMA ATÖLYESİ

9.       FOTOĞRAF ATÖLYESİ

 

 

 

16 Ocak 2021 Cumartesi

ÖĞRETMENE MEKTUP

 

Değerli Öğretmen Arkadaşım,

Eğitimin, öğretimin, okulun, öğrencinin ve öğretmenin yeni anlamlar yüklendiği bir dönemde bulunuyoruz.

 Düşünce ve eğitim tarihimizde önemli bir değere sahip olan Nurettin Topçu deyişiyle: okul,

 öğrenciye bilgiler yükleyen bir düşünce deposu olmamalıdır. Mektep, öğrenciye kendi akıl yetkilerini tek tek işletmeyi öğreten ve bu donanımı işleterek olgunlaştıran bir atölye olmalıdır.’

Topçu, öğretmene dair görüşlerini şöyle kaleme alır:

Eğitim en küçük yaşlardan itibaren başlar ve öğretmen adeta bir hekim gibi insanların ruh ve duygu dünyalarına dokunur. Öğretmenin adeta bir hekim gibi yaptığı ilk aşı ise merhamettir. Büyük düşünce insanı Nurettin Topçu’nun öğretmenlere ilişkin değerlendirmelerinin en can alıcı ve derin yorumu şüphesiz merhamet aşısıdır.

Bu konuda, “…Ruhumuza aşılar yapan doktor olarak muallim, ruh dünyamızın hem duygu hem bilgi hem de irade bölgelerinde tedavisini ve aşılarını yapmaya mecburdur. Şayet bunlardan bir kısmı ihmal edilirse ruhî yapı buhran içinde kalır, sayıklar ve kendine gelemez. Duygular sahasında eğitim en küçük yaşta başlayacaktır. Kalbe yapılan ilk aşı, merhamet aşısıdır. Sonra, hemcinsini sevmek ve sevdiği için aldatmamak, ihmâl etmemek aşıları yapılır, cemaat sevgisi verilir. Böylece aşkın terbiyesinden sonra ferdin şahsiyeti işlenir. Her hareketinde kendinin olma, kendi kendine bağlı kalma aşıları verilir. Arkasından mesuliyet duygusu gelir ve fert bu köprü vasıtasıyla hareketlerin alemine aktarılır’

Yine Topçu, “Muallim” adlı yazısında şöyle dile getirir: “…Muallim gençlere bilmediklerini öğreten bir nakil değildir. Bu iş kitabın işidir. Bilmediklerimiz hep kütüphanelerde bulunmaktadırlar. Her sahada yalnız bilinmeyeni bilmekle eski devrin skolastik tahsili elde edilir. Kitaptaki bilgiler, kafamıza nakledilir. Ancak sınıfta okutacağı bilgilere sahip olan insanın yapabileceği iş ise bundan ileri gidemez. Bunun için kültürlü adam, kafaları hatta ruhları işletmesini bilen adam lazımdır… Muallim, dünya hayatında rol almaya namzet olan genci kâinat karşısında kendine mahsus görüşlere sahip, bizzat kendisi için hayat kaideleri (ilkeleri) oluşturabilen bir bütün insan olarak yetiştirmesi lazımdır… Tahsil alelade bir iş değil, bir mefkûre olmalıdır. Genç ruhların, derin ve sürekli bir sürur halinden doğuştan sahip oldukları bu mefkûreyi seneler içinde bir yığın bilgi halinde verilen ve asıl ruhtaki olgunlaşmak ihtiyacını duyurmayan hatalı bir tahsil azar azar yok etmektedir… Muallim ruhlar sanatkârıdır… Muallim bilen öğreten, irşat eden, yol gösteren, terbiye eden, hülasa veli, mürebbi ve emin vasıflarına sahip insan olacaktır. Ruhların mürşidi, hayatın nazımı ve istikbalin en emin kefili olacaktır. Bu yalnız okuma yazma öğreten insanın işi’’

Değerli arkadaşlar,

 hep birlikte zorlu bir süreçten geçerken, aynı zamanda 2020 – 2021 eğitim – öğretim yılının birinci döneminin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz.

Bu pandemi sürecinde günlük hayatımıza birçok yeni kavram ve kelime girmiş bulunuyor: çevirim içi toplantı, zoom toplantısı vb. Ancak, sizlerin değerli vakitlerinizi almamak adına sizlere bu yazıyı bir name tadında kaleme almaya başladım diyecektim ki bir de baktım ki bilgisayarda yazıyorum.

Dönem sonu itibarıyla yapmamız gereken iş ve işlemler:

1.     İlgili genelge gereği (watsap grubunda paylaştım) notların ve davranış notlarının –e okul bilgi sistemine işlenmiş olması gerekir. (bugün son)

2.     Karne görüşlerinin yazılmış olması gerekir. (Bu süreçle ilgili umut aşılayıcı, ufuk açıcı, yön verici bir görüş yazılması temennimdir.)

3.     Pazartesi gününden itibaren okulda not çizelgelerinin çıktılarının alınması, incelenmesi, imzalanması ve ilgili müdür yardımcısına teslim edilmelidir.

4.     Teşekkür ve Takdir listeleri incelenmeli, düzeltilmesi gereken notlar düzeltilmelidir.

5.     Ders defterleri yazılmalı ve imzalanmalıdır.

6.     1. Dönem süresince uzaktan eğitime dahil olmayan veya olamayan öğrencilerle mutlaka irtibata geçilmeli, görüşme tutanak halinde ilgili müdür yardımcısına teslim edilmelidir.

7.     Tablet ihtiyacı ile ilgili sizlerden gelen ihtiyaç listelerini tek liste halinde (80 öğrenci) ilgili makamlara gönderdik. Ancak, orada yapılan değerlendirme neticesinde 10 öğrencimize tablet dağıtılacağı tarafımıza bildirildi. 1 öğrencimizin tableti kendisine teslim edildi, 9 öğrencimizin tabletleri ilgili birimlerden gelince kendilerine teslim edilecektir. Okulumuzun çok değerli öğretmeni öğrencilerimize tablet hediye etti, kendisine şükranlarımı sunuyorum.

8.     Türkçe Öğretmenlerimizin ‘İstanbul’u Okuyorum’ projesi için ilgili mail adresine okuma gruplarının listelerini göndermelerini rica etmiştim, dönen olmadı.

9.     Tübitak 4006 projeleri için Proje Kurulumuz çalışmalarına devam ediyor.

                  Seçmeli derslerle ilgili formu sizlerle paylaştık, sizler öğrencilerimizle paylaştınız. Pazartesi gününden itibaren ilgili sisteme işleyeceğiz.

Kıymetli arkadaşlarım,

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin öğretmenin yerini alamaz. Teknik ile öğretmenin sevgi dolu, sıcak ve samimi dokunuşunu bulmak mümkün olmaz. Eğitim ve öğretimde bilgi, ilgi ve sevgi, olmazsa olmazların başında gelmektedir. Bunlardan biri eksik olursa istediğimiz sonuca ulaşılamaz. Öğretmen, öğrencisini birinci yapmaktan daha çok bir inci yaparsa gerçek başarıyı sağlamış olur.

Her öğrencinin karakteri ve kişilikleri farklıdır. Her öğrenciye aynı metot ve tavsiye uygun olmaz. Her çocuk ayrı bir dünyadır. Öğrencisini çok iyi tanıyan öğretmen başarıyı yakalamış demektir. Öğretmen öğrencilerini becerileri yönünden geliştirebilmek için onları çok iyi tanımalıdır. Öğretmen sele kapılan odunlar gibi savrulan gençliği, geçtiği topraklara hayat bahşedecek kudretteki ırmaklar gibi iyiliğe ve güzelliğe yönlendirmek zorundadır.

Öğretmen öğrencisine karşı adaletli, insaflı, sevecen olmalı; yapamayacakları işleri onlardan istememeli, her öğrenciyi gücü ölçüsünde değerlendirmelidir. Adaletli öğretmen bütün sınıfın öğretmeni olmalıdır. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Huzurun olmadığı yerde de gerçek eğitimden söz edilemez. Adaletli olmak yalnızca herkese eşit davranmak değildir. Hakkı ne ise onu vermektir. Adaletsiz davranışlardan kaçınmalıdır.

Sevgili öğretmenim,

Biz öğretmenler her süreçten yeni bilgiler öğrenerek, yenilenerek, çağı okuyarak; çağı kurmak zorundayız. Benim kişisel kanaatim: İnşallah ikince dönemde yüz yüze eğitime başlarız. Buna bütün benliğimle inanıyorum. Eğer olmazsa: Uzaktan eğitime devam edeceğiz. Belki de ikisi bir arada devam edecek. Bunun için haftalık olarak eba üzerinden etkinlik, proje, sınav vb. görevler yükleyelim. Görevini yapmayan ya da yapamayan öğrencilerimizle mutlaka iletişime geçelim, onların da görevlerini yapmalarını sağlayalım. Böylece elimizde not vermek için veri bulunsun.

Muhterem meslektaşım,

Öğretmen, hedefi, stratejisi ve kitlesi belli olandır. Ne yaptığını, nasıl yapacağını görevine ve mesleğine dair bütün inceliklere vakıftır. Öğretmen, adres soran değil; yol gösterendir.

Hepinize sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Not: sorularınızı sorabilirsiniz. İhtiyaç duyuyorsanız çevirim içi toplantı tertip edebiliriz.