KÖKLERDEN GELEN GÜÇ, GELECEĞE AÇILAN
KANATLAR
İnsan, doğduğu topraklardan sadece bir beden taşımaz; ruhunda da köklü bir
hikâye taşır. Bizler, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen bir medeniyetin
çocuklarıyız. O yüzden bir bayram sabahında içimizi kaplayan sevinç de, bir
iftar sofrasında paylaştığımız ekmeğin bereketi de yalnız bugünün değil,
yüzyılların hatırasıdır. Dede Korkut’un hikâyelerinde bulduğumuz bilgelik,
Nasrettin Hoca’nın fıkralarında duyduğumuz gülümseyen derinlik ve Çanakkale’de
toprağa düşen her adımın ardındaki sonsuz vatan sevgisi, hepimizin kalbine kök
salmış değerlerdir.
Bu köklerdir ki bizi ayakta tutar, fırtınalı zamanlarda bile savrulmadan
ilerlememizi sağlar. Bir ağacın kökleri ne kadar derindeyse, dalları da o kadar
yükseklere ulaşır. Bizim geçmişimiz de böyle güçlüdür. Çünkü bizler, sadece
hatıraları değil; o hatıraların taşıdığı iradeyi, ahlâkı ve umudu bugüne
taşıyoruz.
Ancak yalnızca geçmişin mirasını korumak yetmez. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim
Modeli bize yeni bir ufuk gösteriyor: Geçmişten aldığımız ilhamla geleceğe yön
vermek. Bugün artık gençlerimiz, atalarının hayallerini kendi ufuklarına
taşıyor. TEKNOFEST’te gökyüzüne uzanan hayalleriyle insansız hava araçları
tasarlıyor, robot yarışmalarında kendi zekâlarını konuşturuyorlar. Bilim
olimpiyatlarında ülkemizi gururla temsil eden öğrenciler, matematikten fiziğe,
biyolojiden kimyaya uzanan bilgi köprüleri kuruyor.
Bir elinde gelenekten aldığı değeri, diğer elinde bilim ve teknolojinin
sunduğu yenilikleri tutan gençler olmayı hedefliyoruz. Çünkü biliyoruz ki,
köklerinden kopmadan büyüyen bir nesil, dünyanın en sağlam köprüsünü kurar:
Geçmiş ile gelecek arasında.
Bu yolculukta senden beklenen, bilgiyi yalnızca ezberlemek değil; onu kendi
hayatına anlam katacak şekilde yoğurmandır. Okuduklarınla düşünmeli,
düşündüklerinle hissetmeli, hissettiklerinle de dünyaya yeni bir iz
bırakmalısın. Sorgulamalı, araştırmalı, üretmeli ve her adımda kendi yüreğinin
sesine kulak vermelisin. Çünkü bilgi ezberlendiğinde değil, yaşandığında gerçek
anlamına kavuşur.
Bir kitap, bazen bir kapıdır; bazen bir yol arkadaşı. Şimdi bu satırlarda,
geçmişin sessiz ama güçlü nefesini hissedecek, geleceğin seni bekleyen parlak
sokaklarına doğru yürüyeceksin. Belki bir hikâyede sabrın ne demek olduğunu
anlayacak, belki bir denemede kendine yeni sorular soracak, belki de bir
cümlede, hayat boyu unutamayacağın bir ilham bulacaksın.
Unutma, rüyaların büyüklüğü kadar, köklerinin sağlamlığı önemlidir. Hayal
kurmaktan korkma; ama o hayallerin altına emeğini, bilgini ve inancını da
koymayı unutma.
Bugün bir Türk genci, Ay'a gitme projelerinde çalışıyorsa, kendi
otomobilini üretiyorsa, yerli yazılımlar geliştiriyorsa; bu, hem geçmişin hem
de geleceğin ellerinden tutabildiği içindir. Sana da düşen görev, hayallerini
yalnızca düşünmekle bırakmayıp onları emekle yoğurmak ve dünyayı
güzelleştirecek bir adım atmaktır.
Şimdi, yeni bir yolculuğa başlıyorsun.
Köklerini unutmadan yürüyeceğin, kanatlarınla gökyüzünü keşfedeceğin bir
yolculuk...
Ve unutma: Gerçek kahramanlar, sadece dünyayı değiştirenler değil, kendi
yüreklerinde de bir ışık yakabilenlerdir.
Kalbinde taşıdığın sevgi, aklında büyüttüğün fikir ve ruhunda koruduğun
umutla,
geleceğin yolları sana açık olsun.
İyi yolculuklar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder