GÖNÜL İNCELİĞİ
Hayat, bazen dikenli bir yol gibi görünse de,
aslında içten bir tebessümle, yumuşak bir sözle güzelleşir. İnsan, elindekinin
kıymetini bildikçe, etrafındaki çiçeklerin daha bir renkli açtığını fark eder.
Çünkü gönül, narin bir çiçektir; dikkat ister, emek ister.
Çiçeklerle hoş geçinmek demek, sadece doğayı sevmek
değildir; insanlara da sevgiyle yaklaşmaktır. Bir sözü söylemeden önce
düşünmek, bir hareketi yapmadan önce kalbimizin sesini dinlemek, gönül inceliğinin
bir parçasıdır. Bazen bir yanlış söz, bir küçümseyen bakış, dostlukları
paramparça edebilir. Oysa güzel bir söz, kırık kalpleri onarır; küçücük bir
ilgi, koca dağları eritir.
Balı incitmemek ne demektir? En tatlı şeyleri, yani
sevgiyi, dostluğu, samimiyeti korumaktır. Bir küçük meyve için dalı incitmemek
ise, küçük menfaatler uğruna büyük değerleri feda etmemektir.
Konuşmak bize verilmiş en özel nimetlerden biridir.
Ancak bu nimeti hoyratça kullanmak, gönülleri kırar. Atalarımız ne güzel demiş:
"Ya hayır söyle ya sus!" Çünkü söz, insanı yüceltir de, küçültür de.
Sevmek, en büyük güçtür. Sevgiden geri kalmamak,
sadece güzel zamanlarda değil, zor zamanlarda da yanında olabilmektir. Yapan
olmak, yıkan olmamaktır. Gülü incitmemek, sevgiyi zedelememektir.
Kimi zaman başarılar başımızı döndürebilir, kibirle
yürümek cazip gelebilir. Fakat yükseklerde gezerken gözümüzü ufuktan ayırmamak,
tevazuyu elden bırakmamak gerekir. Yoksa yolu da gönülleri de incitiriz.
İşte bu yüzden, her adımımızı, her sözümüzü, her bakışımızı
gönül inceliğiyle süslemeliyiz. Unutmayalım ki, bir damla sevgi, binlerce
kırgınlığı silebilir. Bir damla kibir ise, koca bir dostluğu yok edebilir.
Hayat, küçük güzelliklerin büyük yankılar
uyandırdığı bir yolculuktur. Gönlümüzü incitmeden, başkalarının gönlünü de
kırmadan yürürsek, bu yolculuk bir ömre değil, nice ömürlere umut olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder