23 Nisan 2025 Çarşamba

GÖNÜL DOSTLARI KULÜBÜ

GÖNÜL DOSTLARI KULÜBÜ

Sonbahar sabahı, okul yolunun iki yanını rengârenk yapraklar süslemişti. Sararan, kızaran, kahverengiye dönen yapraklar, yerlerde küçük bir halı gibi seriliydi. Hafif bir esinti, ağaçların dallarını hafifçe sallıyor, uzaklardan bir yerlerde bir serçe cıvıldıyordu. Baran, sırt çantasını sallaya sallaya yürürken bir yandan da dün yaptığı hatayı düşünüyordu.

Okulun bahçesi sabah ışıklarıyla parlıyordu. Uzun çam ağaçları gökyüzüne doğru uzanıyor, sarı yapraklı kavaklar hışırdayarak sabahı selamlıyordu. Okul binası ise pırıl pırıl yıkanmış gibiydi; camlardan yansıyan ışık, sanki içeriye de umut taşıyordu.

Baran, 5/E sınıfının kapısına geldiğinde yüreği hafif hafif çarpıyordu. İçeride, sıraların arasında Elifsu'yu gördü. Elifsu, sessizce defterine bir şeyler çiziyordu.

"Elifsu," dedi Baran yavaşça, "Dün seni kırdım ya... Çok üzgünüm. Gerçekten istemeden oldu."

Elifsu başını kaldırdı, yüzünde hafif bir tebessümle,
"Önemli değil Baran," dedi. "Sen gönülden söylüyorsun, ben de gönülden affediyorum."

O sırada sınıfa Fatih Öğretmen girdi. Her zamanki gibi yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Tahtaya büyük harflerle şunu yazdı:
"Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz."

"Bugün size bir sürprizim var!" dedi. "Sınıfımızda artık bir kulübümüz var: Gönül Dostları Kulübü! Her ay bir gün 'Gönül Onarma Günü' düzenleyeceğiz. Kırgınlıkları tamir edecek, güzel sözler söyleyecek, birbirimizi daha iyi anlamaya çalışacağız."

Sınıf bir anda coştu. Herkes birbirine bakıyor, heyecanla fısıldaşıyordu.

İlk Gönül Onarma Günü etkinliği için herkes hazırlık yapmaya başladı. Kimileri küçük notlar yazdı:

·        "Sen gülümseyince günüm aydınlanıyor!"

·        "İyi ki varsın!"

·        "Seninle oyun oynamak çok eğlenceli!"

Bazıları minik hediyeler hazırladı: Bir çiçek resmi çizenler, renkli kalemlerle kartlar yapanlar, hatta kendi şiirini yazıp süsleyenler bile oldu.

Bahçeye çıktıklarında, uzun bir ip çekildi ve herkes hediyelerini buraya astı. İplerin arasında uçuşan renkli kâğıtlar, sanki mutluluğun bayrakları gibiydi. Güneş, yaprakların arasından süzülüp bu renk cümbüşünün üzerine ışık serpiştiriyordu.

Etkinlik sonunda Fatih Öğretmen herkesin eline minik bir rozet verdi. Rozetlerin üzerinde altın harflerle şunlar yazıyordu:
"Gönül Tamircisi"

Baran, rozeti göğsüne takarken Elifsu ona göz kırptı.
"Artık gönül kırmak yok!" dedi neşeyle.

Tam o sırada Baran'ın cebinden küçük bir kâğıt düştü. Elifsu eğilip aldı ve gülümseyerek okudu:
"En güzel tamir, bir tebessümle yapılanıdır."

İkisi de kahkahalara boğuldu. O an anladılar ki bazen bir özür, bazen bir gülümseme, bazen de bir küçük not, kocaman gönül yaralarını iyileştirebilirdi.

Ve 5/E sınıfı, o günden sonra sadece derslerinde değil, kalplerinde de en başarılı sınıf oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder