GÖNÜL DOSTLARI KULÜBÜ
Sonbahar sabahı, okul yolunun iki yanını rengârenk
yapraklar süslemişti. Sararan, kızaran, kahverengiye dönen yapraklar, yerlerde
küçük bir halı gibi seriliydi. Hafif bir esinti, ağaçların dallarını hafifçe
sallıyor, uzaklardan bir yerlerde bir serçe cıvıldıyordu. Baran, sırt çantasını
sallaya sallaya yürürken bir yandan da dün yaptığı hatayı düşünüyordu.
Okulun bahçesi sabah ışıklarıyla parlıyordu. Uzun
çam ağaçları gökyüzüne doğru uzanıyor, sarı yapraklı kavaklar hışırdayarak
sabahı selamlıyordu. Okul binası ise pırıl pırıl yıkanmış gibiydi; camlardan
yansıyan ışık, sanki içeriye de umut taşıyordu.
Baran, 5/E sınıfının kapısına geldiğinde yüreği
hafif hafif çarpıyordu. İçeride, sıraların arasında Elifsu'yu gördü. Elifsu,
sessizce defterine bir şeyler çiziyordu.
"Elifsu," dedi Baran yavaşça, "Dün
seni kırdım ya... Çok üzgünüm. Gerçekten istemeden oldu."
Elifsu başını kaldırdı, yüzünde hafif bir
tebessümle,
"Önemli değil Baran," dedi. "Sen gönülden söylüyorsun, ben de
gönülden affediyorum."
O sırada sınıfa Fatih Öğretmen girdi. Her zamanki
gibi yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Tahtaya büyük harflerle şunu yazdı:
"Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz."
"Bugün size bir sürprizim var!" dedi.
"Sınıfımızda artık bir kulübümüz var: Gönül Dostları Kulübü! Her ay bir
gün 'Gönül Onarma Günü' düzenleyeceğiz. Kırgınlıkları tamir edecek, güzel
sözler söyleyecek, birbirimizi daha iyi anlamaya çalışacağız."
Sınıf bir anda coştu. Herkes birbirine bakıyor,
heyecanla fısıldaşıyordu.
İlk Gönül Onarma Günü etkinliği için herkes
hazırlık yapmaya başladı. Kimileri küçük notlar yazdı:
·
"Sen gülümseyince günüm aydınlanıyor!"
·
"İyi ki varsın!"
·
"Seninle oyun oynamak çok eğlenceli!"
Bazıları minik hediyeler hazırladı: Bir çiçek resmi
çizenler, renkli kalemlerle kartlar yapanlar, hatta kendi şiirini yazıp
süsleyenler bile oldu.
Bahçeye çıktıklarında, uzun bir ip çekildi ve
herkes hediyelerini buraya astı. İplerin arasında uçuşan renkli kâğıtlar, sanki
mutluluğun bayrakları gibiydi. Güneş, yaprakların arasından süzülüp bu renk
cümbüşünün üzerine ışık serpiştiriyordu.
Etkinlik sonunda Fatih Öğretmen herkesin eline
minik bir rozet verdi. Rozetlerin üzerinde altın harflerle şunlar yazıyordu:
"Gönül Tamircisi"
Baran, rozeti göğsüne takarken Elifsu ona göz
kırptı.
"Artık gönül kırmak yok!" dedi neşeyle.
Tam o sırada Baran'ın cebinden küçük bir kâğıt
düştü. Elifsu eğilip aldı ve gülümseyerek okudu:
"En güzel tamir, bir tebessümle yapılanıdır."
İkisi de kahkahalara boğuldu. O an anladılar ki
bazen bir özür, bazen bir gülümseme, bazen de bir küçük not, kocaman gönül
yaralarını iyileştirebilirdi.
Ve 5/E sınıfı, o günden sonra sadece derslerinde
değil, kalplerinde de en başarılı sınıf oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder