10 Nisan 2025 Perşembe

KALPTEN KALBE AÇILAN KAPI

KALPTEN KALBE AÇILAN KAPI

Okulun kapısından her sabah sadece sınıfa değil, hayata da adım atarız aslında. Sıralar, yalnızca kitapların değil, duyguların da taşıyıcısıdır. Her öğrenci bir dünyadır; kimisi neşeyle parlar, kimisi ise sessizliğe sarılır. Tıpkı Kerem gibi…

Kerem, yeni bir şehirden gelmişti. Yüzü yere dönük, sesi neredeyse duyulmayacak kadar hafifti. Sınıfa yabancıydı, yüzlere, duvarlara, hatta teneffüs zilinin sesine bile… Yalnızdı. Ama o yalnızlığı fark eden biri vardı: Deniz.

Deniz, sınıfındaki herkesin değerli olduğunu bilen biriydi. Yardım etmeyi, paylaşmayı, saygı göstermeyi öğrenmişti. Kerem’in suskunluğunu gördü ve sessizliğine bir dostluk eli uzatmak istedi. Çünkü Deniz biliyordu: Birine yaklaşmak, bazen sadece yanında olduğunu hissettirmekle başlar.

Bugün eğitim dediğimiz şey, yalnızca ders kitaplarıyla sınırlı değil. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de tam bunu söylüyor: Hem bilgili hem vicdanlı bireyler yetiştirmek... Başarılı olmak demek sadece sınavdan yüksek not almak değil, çevremizdeki insanlara iyi gelebilmek demek.

Kerem belki de hiç alışamayacaktı bu yeni sınıfa. Ama Deniz'in bir tebessümü, birkaç kelimesi, kocaman bir kapıyı araladı onun için. Artık teneffüslerde yalnız yürümüyor, gözlerini yerden kaldırabiliyordu. Çünkü biri onun farkına varmış, onunla aynı sıraya oturmuş, onunla konuşmuştu.

İşte bu, gerçek başarıdır. Bugün eğitimde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey; farklı olanı dışlamadan, birlikte yaşamayı öğrenmektir. Her öğrencinin kendini güvende ve değerli hissettiği bir sınıf, yalnızca öğretmenlerin değil, öğrencilerin de emeğiyle oluşur.

Unutmayalım: Bir adım atmak bazen bir kalbi değiştirir. Ve her kalp değişimi, bir toplumu güzelleştirir.

Gelin biz de sınıflarımıza sadece kitaplarımızı değil, kalplerimizi de taşıyalım. Yeni gelen bir arkadaşın gözlerine umut olalım. Türkiye Yüzyılında yalnızca zihinleri değil, yürekleri de eğitelim.

Çünkü gerçek eğitim, insanı fark etmekle başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder