BİR KAR TANESİNDEN ÖĞRENDİKLERİM
Sabah gözlerimi açtığımda pencereden dışarı baktım.
Her yer bembeyazdı. Sanki gökyüzü, yeryüzüne pamuklar serpiştirmişti. Ağaçların
dalları karla örtülmüş, adeta beyaz birer şemsiyeye dönüşmüştü. Güneş, karların
üstünde parlıyor, sanki gece lambası gibi etrafı aydınlatıyordu. Dışarıya
bakarken içimden bir ses, “Doğa da bir öğretmendir,” dedi.
Biz okulda sadece kitaplardan öğrenmeyiz. Bazen bir
kar tanesi bile bize çok şey anlatır. Kar bana önce sabrı öğretti. Toprak kış
boyunca donar, susar ama hiç şikâyet etmez. Çünkü bilir ki bahar bir gün
mutlaka gelecek. İnsan da öyle değil mi? Zor günlerden geçeriz ama sabredersek
sonunda güzellikler bizi bulur.
Sokakta oynayan çocukları izlerken içim ısındı. Kartopu
oynuyor, gülüşüyorlardı. Bu bana birlikte olmanın, paylaşmanın,
kardeşliğin önemini hatırlattı. Sadece ders kitaplarından değil;
sokakta, evde, doğada da öğreniyoruz aslında. Çünkü hayatın her anı bir
derstir.
Karın bir başka öğretisi daha var: temizlik ve
saflık. Kar, yeryüzünü örterken sanki kötülükleri de silip süpürüyor. Yeni bir
başlangıç, tertemiz bir sayfa gibi... Biz de öyle olmalıyız. Kalbimizi temiz
tutmalı, doğruyu söylemekten, iyilik yapmaktan, yardım etmekten
vazgeçmemeliyiz.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli,
bize sadece bilgili olmamızı değil, aynı zamanda iyi insan
olmamızı öğretiyor. Sorumluluk sahibi, doğaya ve insana saygılı, vicdanlı
bireyler… Tıpkı karın sessizce yeryüzünü güzelleştirmesi gibi biz de sessiz ama
derin izler bırakan insanlar olmalıyız.
Bir kar tanesi küçüktür ama binlercesi bir araya
geldiğinde koca bir dünyayı beyaza bürüyebilir. Biz de birlikte olursak,
dünyamızı iyilikle, umutla ve sevgiyle boyayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder