DÜNYA İÇİMİZDE TAŞIDIĞIMIZ AYNADIR
Bir
Adım Atmadan Önce
Hayatta bazen yeni bir yolun başında dururuz.
Kalbimiz heyecanla çarparken aklımızda sorular dolaşır: "Bu insanlar bana
iyi davranacak mı?", "Başarabilecek miyim?", "Ya yine hayal
kırıklığı yaşarsam?"
Oysa çoğu zaman gerçek cevap dış dünyada değil, kendi kalbimizin
derinliklerindedir.
Şehrin
Kapısındaki Bilgelik
Günün ilk ışıklarıyla doğunun sıcak topraklarında,
küçük bir şehrin kapısında yaşlı bir çoban ve genç çırağı oturuyordu. Çoban bir
yandan koyun sürüsünü gözlüyor, bir yandan ördüğü süveterin ilmeklerine sabrını
işliyordu.
Yaşlı çobanın sözleri, yılların tecrübesiyle ağırlaşıyor, o toprakların sessiz
bilgeliğini taşıyordu.
Korkuyla
Gelen Adam
Bir gün bir adam geldi. Yüzünde kaygı, içinde
belirsizlik taşıyordu. Şehrin kapısında durdu ve yaşlı çobana yaklaştı:
"Bu şehirde insanlar nasıldır? Yerleşip bir iş
kurmak istiyorum ama korkuyorum."
Çoban yavaşça sordu:
"Geldiğin şehirdeki insanlar nasıldı?"
Adam başını eğdi:
"Beni hep hayal kırıklığına uğrattılar.
Dostluk, güven diye bir şey yoktu."
Çoban derin bir nefes alıp cevapladı:
"Üzgünüm yabancı, bu şehrin insanları da aynı.
En iyisi başka yere git."
Umutla
Gelen Adam
Birkaç gün sonra başka bir ziyaretçi geldi. O da
şehrin kapısında durdu ve çobana sordu:
"Bu şehirde insanlar nasıl? Buraya yerleşmeyi
düşünüyorum."
Çoban aynı soruyu sordu:
"Geldiğin şehirdeki insanlar nasıldı?"
Adam gülümsedi:
"Onları çok seviyorum. Cömert, güvenilir,
sevgi dolu insanlardı. Ayrılmak çok zor oldu."
Yaşlı çoban başını salladı:
"Şanslısın yabancı! Çünkü bu şehrin insanları da aynı."
Aynayı
Nerede Tutarız?
Çırağı bu farklı cevaplar karşısında şaşkına döndü:
"Usta, şehrin insanları bir haftada nasıl
değişti?"
Çoban gözlerini uzaklara dikti:
"Oğlum," dedi, "değişen şehir değil,
insanın iç dünyasıdır. Dünya, içimizde taşıdığımız duyguların aynasıdır."
Gerçekten de, insan, içinde neyi büyütürse dış
dünyada onu bulur. Korku taşıyan korkuyu, sevgi taşıyan sevgiyi çağırır.
Türkiye
Yüzyılı’na Yansıyan Bir Gerçek
Bugün bizler de yeni bir yüzyılın kapısındayız: Türkiye
Yüzyılı.
Bu yeni çağ, bireyin iç dünyasının güzelleştirilmesiyle toplumun geleceğinin
şekilleneceğini savunuyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bilgiyle donanmış,
karakteri sağlam, umudu ve sevgiyi içinde taşıyan bireyler yetiştirmeyi
amaçlıyor.
Çünkü biliyoruz ki; güçlü bir toplum, önce bireyin kalbinde başlar.
Günümüzde de aynı gerçek karşımızda duruyor: Sosyal
medyada, okulda, işte...
İçinde iyilik arayan bir genç, dijital dünyada da, gerçek hayatta da iyiliği
çoğaltır.
İçinde sevgi taşıyan bir öğretmen, bir sınıf dolusu çocuğun hayatına dokunur.
İçinde umut taşıyan bir girişimci, yalnızca kendine değil, topluma da yeni
yollar açar.
Küçük
Bir Hatırlatma
"İyilikle bakan göz, güzellikleri her
yerde görür."
Kalbimizde sevgi, güven ve umut taşırsak, hayat da
bize en güzel yüzünü gösterir.
Unutmayalım:
Yeni yüzyılda kapısını çaldığımız dünya, aslında içimizde taşıdığımız dünyanın
bir yansımasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder