VEFALI KOMŞU
Akşamın huzurlu sessizliği, evin içinde tatlı bir sohbetle bozuluyordu. Gün
boyu koşturan aile bireyleri, akşam namazını kıldıktan sonra bir araya geliyor,
seccadelerin üzerinde oturarak günün değerlendirmesini yapıyorlardı. Bu
sohbetler, evin en sevilen alışkanlıklarından biri olmuştu. Babalarının
başlattığı bu güzel gelenek, herkesin gün içinde yaptıklarını fark etmesini
sağlıyor, aile bağlarını daha da güçlendiriyordu. Küçük büyük herkes, gün
içinde yaşadıklarını anlatırken birbirlerine daha da yakınlaşıyorlardı.
O akşam, babaları sohbet sırasında aniden sordu: "Ömer amcanızla Selvi
teyzenizin kapısını çalıp hâllerini hatırlarını soruyorsunuz değil mi?"
Bu soru bir anlık sessizliğe neden oldu. Herkes birbirine bakarak düşündü.
Uzun zamandır görmedikleri yaşlı komşularını hatırladılar. Ömer amca ve Selvi
teyze, çocukları başka şehirde yaşadığı için yalnız kalmışlardı. Günlük
telaşlar içinde onlara uğramayı unuttuklarını fark edince içlerini hafif bir
mahcubiyet kapladı.
Babaları devam etti: "Komşu
hakkı büyüktür. Onların bize ihtiyacı olduğu zaman yanlarında olmak gerekir.
Bazen sadece bir selam vermek, bir poşet taşımak ya da bir tas sıcak çorba
götürmek bile onları mutlu etmeye yeter. Peygamber Efendimiz de komşuya iyi
davranmayı öğütlemiştir. Bizim için küçük bir iyilik, onlar için büyük bir
anlam taşıyabilir."
Bu sözler herkesin içini ısıttı. Hemen harekete geçmeye karar verdiler.
Anneleri mutfağa girip birbirinden güzel yemekler pişirmeye başladı. Çocuklar
ise büyük bir heyecanla kaplarını hazırladı. Nihayet yemekler hazır olduğunda,
büyük bir özenle paketleyip yola koyuldular.
Soğuk akşam havasında yürürken içlerinde tuhaf bir sevinç vardı. Yaptıkları
şeyin küçücük bir iyilik olduğunu biliyorlardı ama bunun Ömer amca ve Selvi
teyze için ne kadar kıymetli olacağını tahmin edebiliyorlardı.
Ömer amcanın kapısını tıklattıklarında içeriden nazik bir ses duyuldu: "Kim o?"
Kapıyı açtıklarında, yaşlı çiftin gözlerindeki şaşkınlık ve sevinç her şeyi
anlatıyordu. "Sizi çok
özledik," dedi Selvi teyze gülümseyerek. Ömer amca ise onları içeri
buyur ederken gözleri dolmuştu. Çocuklar yemekleri masaya bırakırken, Selvi
teyze ellerini dua eder gibi açarak, "Ne
iyi ettiniz de geldiniz, evladım," dedi. Ömer amca da "Allah razı olsun evlatlarım, yalnız
olmadığımızı hissettirdiniz bize," diyerek minnettarlığını dile
getirdi.
O an, iyilik yapmanın insanın içini nasıl sıcacık hissettirdiğini bir kez
daha anladılar. Eve dönerken içlerinde büyük bir huzur vardı. Günün
değerlendirmesini yaparken fark etmişlerdi ki, bazen en küçük şeyler bile bir
başkasının dünyasında büyük mutluluklara vesile olabilirdi.
Ve işte o gün, ailece akşam sohbetlerinin ne kadar değerli olduğunu bir kez
daha anlamışlardı. Artık her akşam, sadece kendi hayatlarını değil,
etraflarındaki insanları da düşünüyor, yardımlaşmanın ve paylaşmanın huzurunu
yaşıyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder