16 Şubat 2025 Pazar

KÜLTÜRÜMÜZÜN İNCİSİ

KÜLTÜRÜMÜZÜN İNCİSİ

 Kalıplaşmış Sözcükler’

Kültür, bir milletin geçmişten geleceğe uzanan en önemli miraslarından biridir. Bizi biz yapan, insanlarla olan ilişkilerimizi güçlendiren pek çok önemli unsur vardır. Bunlardan biri de düşünmeden, doğal bir şekilde söylediğimiz kalıplaşmış sözcüklerdir. “Elçiye zeval olmaz”, “Güle güle oturun”, “Geçmiş olsun”, “Gözünüz aydın”, “Eline sağlık” gibi ifadeler, aslında sadece sözcüklerden ibaret değil; onlar kültürümüzün, medeniyetimizin ve insanlık değerlerimizin bir yansımasıdır.

Bu sözcükleri sık sık kullanırız ama bazen önemlerini fark etmeyiz. Mesela, “Eline sağlık” dediğimizde, sadece birinin yaptığı işe teşekkür etmeyiz. Aynı zamanda onun emeğine saygı gösterir, güzel bir şey yaptığı için ona moral veririz. Bu, bizi diğer milletlerden ayıran özel bir inceliktir. Yahya Kemal Beyatlı’nın dediği gibi, “İnsan, dilinin ucunda yaşar.” Yani kullandığımız sözler, kim olduğumuzu ve hangi değerleri taşıdığımızı gösterir.

“Geçmiş olsun” ise sıklıkla kullandığımız bir ifadedir. Birisi hastalandığında, kaza geçirdiğinde veya kötü bir olay yaşadığında ona “Geçmiş olsun” deriz. Aslında bu sözle, o kişinin yanında olduğumuzu, ona destek verdiğimizi ve iyileşmesini dilediğimizi anlatırız. Mehmet Akif Ersoy’un da dediği gibi, “İnsan, hayatın acılarına karşı ancak birlikte direnebilir.” Bu da bizim dayanışma içinde yaşayan bir toplum olduğumuzu gösterir.

Başka bir önemli kalıplaşmış söz de “Gözünüz aydın” sözcüğüdür. Bu, sevinçli bir haber aldığımızda, birine iyi bir olay gerçekleştiğinde kullanırız. Yeni bir bebek dünyaya geldiğinde, birisi sınavını başarıyla geçtiğinde ya da beklediği bir haber geldikten sonra ona “Gözünüz aydın” deriz. Yani onun mutluluğuna ortak oluruz. Yunus Emre’nin dediği gibi, “Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.” İşte bizim kültürümüz de mutluluğu paylaşmayı, sevinci çoğaltmayı öğütler.

Ayrıca, “Su gibi aziz ol” sözü de bizim dilimize yerleşmiş anlamlı bir ifadedir. Bu söz, hem suyun hayat için ne kadar önemli olduğunu hatırlatır hem de karşımızdaki kişiye bereketli, huzurlu bir hayat dilemektir. Tıpkı Nazım Hikmet’in dediği gibi, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.” Yani doğayla, insanlarla uyum içinde yaşamayı öğretir bize.

Bugün, Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, bu gibi kültürel değerleri yeni nesillere aktarmayı amaçlamaktadır. Bu model, sadece derslerde akademik bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda öğrencilere kültürümüzü, ahlaki ve insani değerlerimizi de öğretmeyi hedefler. Kalıplaşmış sözcükler, bu modelin en önemli taşıyıcılarından biridir.

Bu ifadeler sadece konuşma dilimizin bir parçası değil, aynı zamanda bizi biz yapan önemli değerlerdir. Duygularımızı anlatmamıza, ilişkilerimizi güçlendirmemize ve toplum olarak bir arada kalmamıza yardımcı olurlar. Gelecek nesillere bu sözlerin anlamlarını ve değerlerini öğretmek hepimizin görevidir. Unutmayalım ki, dilimiz bizim en önemli hazinemizdir ve onu korumak bizim elimizdedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder