SORGULANMAMIŞ BİR HAYAT, YAŞANMIŞ
SAYILIR MI?
Düşünmek, sorgulamak ve anlam aramak… İnsan olmanın en önemli
özelliklerinden biri budur. Antik Yunan filozofu Sokrates’in “İncelenmemiş, sorgulanmamış bir hayat,
yaşanmış bir hayat değildir.” sözü de bize bunu anlatıyor. Peki,
gerçekten de sorgulamadan yaşarsak ne olur? Hayatın akışına kapılıp gider
miyiz, yoksa kendi yolumuzu mu çizeriz? Gelin, birlikte düşünelim.
Sorgulamak, bir şeyin neden ve nasıl olduğunu merak etmektir. Sadece var
olan bilgiyi kabul etmek yerine, onun doğruluğunu araştırmak, bizi daha
bilinçli bireyler yapar. Mesela, büyük Türk bilginlerinden İbn Sina,
hastalıkların sebeplerini sorgulamasaydı, tıp alanında çığır açan keşifler
yapamazdı. Aynı şekilde, Ali Kuşçu gökyüzüne merakla bakıp sorgulamasaydı,
astronomi bilimine katkı sunamazdı. İşte sorgulamak, bilim ve gelişimin temel
taşıdır.
Türk-İslam medeniyeti de sorgulamaya büyük önem vermiştir. Mevlâna “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin
karşındakinin anlayabildiği kadardır.” diyerek düşünmenin ve anlamanın
önemine vurgu yapar. Yunus Emre ise “İlim
ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.” derken, insanın önce kendini
tanıması gerektiğini hatırlatır. Kendi hayatımızı sorgulamazsak, neye değer
verdiğimizi, hangi yolda ilerlemek istediğimizi nasıl bilebiliriz?
Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de bu anlayışı benimseyerek,
öğrencilere sadece bilgiyi ezberletmeyi değil, onu sorgulatmayı ve yorumlatmayı
amaçlar. Mesela, tarih dersinde sadece Osmanlı Devleti’nin yükselişini
ezberlemek yerine, “Osmanlı neden bu
kadar güçlü oldu?” ya da “Bu
başarıda hangi değerler etkiliydi?” gibi sorular sormak, konuyu daha
iyi kavramamızı sağlar. Çünkü sorgulamak, öğrenmeyi kalıcı hale getirir.
Peki, sorgulamadan yaşarsak ne olur? Hayatı sorgulamayan biri, rüzgârın
sürüklediği bir yaprak gibi olur. Nereye gittiğini bilmeden yaşamak, insanın
kendi yolunu çizmesini engeller. Oysa sorgulayan insanlar kendi hedeflerini
belirler, hayatlarına yön verirler. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in, “İstanbul’u neden fethetmeliyim?”
sorusunu kendine sorup, çağ açıp çağ kapatması gibi. Eğer o da sadece var
olanla yetinseydi, tarih sahnesine adını altın harflerle yazdıramazdı.
Hayatı anlamlı kılmanın en önemli yollarından biri sorgulamaktır. Bilimin,
medeniyetin ve kişisel gelişimin temeli, merak etmek ve araştırmaktır. Türkiye
Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de bu anlayışı destekleyerek, öğrencilerin
sorgulayan, düşünen ve üreten bireyler olmalarını amaçlıyor. Unutmayalım ki, sorgulanmamış bir hayat, yaşanmış bir
hayat değildir! Hayatımızı değerli kılmak için her zaman merak etmeli,
sorgulamalı ve öğrenmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder