1 Şubat 2025 Cumartesi

BÜYÜK MİLLETLERİN DUYGULARI

 BÜYÜK MİLLETLERİN DUYGULARI

Bir milletin büyüklüğü sadece sahip olduğu topraklarla veya ekonomik gücüyle ölçülmez. Asıl büyüklük, o milletin ortak duygularında, inançlarında ve kültüründe saklıdır. “Büyük bir milletin duyguları ölçülü, düzenli ve devamlıdır.” Çünkü milletleri ayakta tutan, bireylerin ortak hisleri, değerleri ve idealleridir. Peki, duyguların ölçülü, düzenli ve devamlı olması ne anlama gelir? Bu, bir milletin geçmişini unutmadan geleceğe yönelmesi, heyecanlarını bir anlık öfkeye veya geçici heveslere kurban etmemesi demektir. 

Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, bireyin sadece akademik gelişimini değil, duygu ve düşünce dünyasını da şekillendirmeyi amaçlar. Bu model, insanı ruh ve akıl bütünlüğü içinde ele alarak, vatan sevgisini, adaleti, sorumluluk duygusunu ve irfanı ön planda tutar. İşte bu noktada, duyguların ölçülü, düzenli ve devamlı olması, güçlü bir milletin en önemli özelliklerinden biridir. 

Tarih boyunca büyük milletler, zor zamanlarda dahi duygularını kontrol etmeyi ve bilinçli hareket etmeyi başarmışlardır. Osmanlı Devleti, yüzyıllarca birçok farklı kültürü bir arada yaşatmış, adalet anlayışıyla insanlığa örnek olmuştur. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde halkına zarar vermek isteyen askerlere, “Bundan sonra onların canı da malı da bize emanettir.” diyerek adalet ve merhametin ölçüsünü göstermiştir. Bu duygu ve düşünce düzeni olmasaydı, Osmanlı üç kıtaya yayılan bir devlet haline gelebilir miydi? 

Duyguların düzenli olması, bireylerin ve toplumların bilinçli hareket etmesini sağlar. Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nda vurguladığı gibi: 

"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!"

Bu dizelerde anlatılan, milletin sahip olduğu büyük vatan sevgisidir. Ancak bu sevgi, sadece bir heyecandan ibaret değildir. Bilinçli, sorumlu ve devamlı bir bağlılıktır. Bir milletin bağımsızlık mücadelesini sürdürebilmesi, sadece anlık duygularla değil, düzenli ve ölçülü bir iradeyle mümkündür. 

Maarif Eğitim Modeli’nin temel ilkelerinden biri olan “irfan sahibi insan yetiştirme” anlayışı, tam da bu noktada devreye girer. Bilgi sahibi olmak yeterli değildir; bilgiyi, irfanla, duygu derinliğiyle ve milli bilinçle harmanlamak gerekir. İşte bu yüzden büyük milletler, geleneklerine ve değerlerine bağlı kalarak geleceğe yürürler. 

Duyguların devamlı olması, bir milletin geçmişiyle bağını koparmadan, geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesi demektir. Bir toplum, ne zaman duygularında istikrarlı olursa, işte o zaman gerçek anlamda güçlü bir medeniyet kurabilir. Bugün Türkiye, bilimde, sanatta, teknolojide ilerlemek için çalışırken aynı zamanda geçmişten gelen milli ve manevi değerlerine de sahip çıkmaktadır. Yahya Kemal Beyatlı'nın dediği gibi:  "Kökü mazide olan âtiyiz."  Bir milletin duyguları ölçülü, düzenli ve devamlı olduğunda, o millet asla sarsılmaz. Eğitim sistemimiz de işte bu bilinci kazandırmalıdır. Maarif Eğitim Modeli, bireyleri sadece bilgiyle değil, duygu ve düşünce derinliğiyle de yetiştirmeyi hedefler. Çünkü büyük milletler, büyük duygulara sahip insanlarla var olur. 

Öyleyse biz de, duygularımızı anlık tepkiler yerine bilinçli bir bağlılıkla, milli değerlerimize sahip çıkarak ve sürekli gelişerek yönlendirmeliyiz. Ancak bu şekilde, geleceğe sağlam adımlarla ilerleyen bir millet olabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder