16 Şubat 2025 Pazar

GÜLEREK ÖĞRENMENİN BİLGELİĞİ

GÜLEREK ÖĞRENMENİN BİLGELİĞİ

Nasrettin Hoca, Anadolu'nun yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktardığı bilge bir halk filozofudur. Onun fıkraları, sadece yüzümüzde bir tebessüm bırakmaz, aynı zamanda hayatın derin gerçeklerini anlamamıza da yardımcı olur. Hoca'nın eğitim anlayışı, günümüzde öğretme yöntemleriyle büyük benzerlikler gösterir. Bilgiye ulaşmanın sadece kuru ezber ve katı kurallarla değil, düşünerek, sorgulayarak ve eğlenerek gerçekleştiğini bizlere hatırlatır.

Nasrettin Hoca ve Yaşadığı Dönem

Nasrettin Hoca, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşamış, Selçuklu medreselerinde eğitim görmüş bir bilgindir. O dönemde Anadolu, Moğol istilaları, siyasi çekişmeler ve ekonomik sıkıntılarla boğuşuyordu. Ancak Hoca, bu zor zamanlarda bile insanlara umut aşılamayı ve onlara doğruyu mizah yoluyla göstermeyi başarabilmiştir. "Güldür, eğlendir, düşün, düzelt" felsefesiyle hareket eden Hoca, toplumu hem bilinçlendirmeyi hem de eğitmeyi amaçlamıştır.

Nasrettin Hoca ve Eğitim Anlayışı

Nasrettin Hoca'nın eğitim anlayışı, yaparak ve yaşayarak öğrenme modeline dayanmaktadır. O, insanlara doğrudan ders vermek yerine, nükteli hikâyeler ve fıkralarla mesajlarını iletmiştir. Örneğin, "Ye kürküm ye" fıkrasında, insanların dış görünüşe verdiği aşırı önemi eleştirirken; "Kazan doğurdu" fıkrasında mantıksız beklentilere dikkat çeker. Bu fıkralar, sadece komik anlatılar değil, aynı zamanda insanın kendine ve çevresine eleştirel bir gözle bakmasını sağlar.

Nasrettin Hoca ve Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli

Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, eğitimi sadece akademik bilgilerle sınırlamayan, aynı zamanda değerler eğitimini ve eleştirel düşünmeyi merkeze alan bir yaklaşımdır. Nasrettin Hoca’nın eğitim metodu da bu anlayışa son derece uygundur. O, mizah ve fıkra anlatımıyla öğrencileri sıkılmadan, eğlenerek öğretmenin yollarını bulmuştur.

Eğitimde duygudaşlık ve ahlaki değerler vurgusu da Hoca’nın fıkralarında açıkça görülür. "Ağaçtan düşen eşek" fıkrasında, başkalarının yaşadığı zorluklarla alay etmek yerine, duygudaşlık kurmanın önemini anlatır. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de öğrencilere, sosyal sorumluluk bilinci kazandırmayı ve topluma duyarlı bireyler yetiştirmeyi hedefler. Bu anlamda Nasrettin Hoca’nın anlatıları, modern eğitim anlayışına ışık tutan çok değerli bir mirastır.

Evrensel Bir Bilgelik

Nasrettin Hoca’nın fıkraları sadece Anadolu’da değil, dünyanın dört bir yanında bilinir. Tolstoy gibi büyük yazarlar bile Hoca’nın fıkralarından etkilenmiş, bazı fıkralarını Rusça’ya çevirerek kendi toplumlarına sunmuştur. Bunun sebebi, Hoca’nın fıkralarının sadece belli bir toplumun değil, tüm insanlığın ortak değerlerine hitap etmesidir.

Albert Einstein, bir çocuğun zeki olmasını istiyorsan ona masallar oku, daha da zeki olmasını istiyorsan daha çok masal oku demiştir. Bu, eğitimde hikâye anlatımının ve düşünmeye sevk eden anlatıların ne kadar önemli olduğunu gösterir. Nasrettin Hoca da tam olarak bunu yapmış, insanlara gülerek düşünmeyi öğretmiştir.

Nasrettin Hoca, sadece bir fıkra anlatıcısı değil, aynı zamanda derin bir bilgelik sahibi olan bir öğretmendir. Onun "Güldür, eğlendir, düşün, düzelt" stratejisi, günümüz eğitim anlayışıyla büyük örtüşme göstermektedir. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli’nin temel ilkeleriyle de uyumlu olan bu yaklaşım, eğitimi sıkıcı olmaktan çıkarıp, yaşamın içine taşıyan bir anlayışı temsil eder. Günümüz eğitim sisteminde, Nasrettin Hoca’nın mizahi ve bilgece anlatımlarından daha çok faydalanmamız gerektiği açıktır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder