GÜLEREK ÖĞRENMENİN BİLGELİĞİ
Nasrettin Hoca, Anadolu'nun yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktardığı
bilge bir halk filozofudur. Onun fıkraları, sadece yüzümüzde bir tebessüm
bırakmaz, aynı zamanda hayatın derin gerçeklerini anlamamıza da yardımcı olur.
Hoca'nın eğitim anlayışı, günümüzde öğretme yöntemleriyle büyük benzerlikler
gösterir. Bilgiye ulaşmanın sadece kuru ezber ve katı kurallarla değil,
düşünerek, sorgulayarak ve eğlenerek gerçekleştiğini bizlere hatırlatır.
Nasrettin Hoca ve Yaşadığı Dönem
Nasrettin Hoca, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşamış, Selçuklu medreselerinde
eğitim görmüş bir bilgindir. O dönemde Anadolu, Moğol istilaları, siyasi
çekişmeler ve ekonomik sıkıntılarla boğuşuyordu. Ancak Hoca, bu zor zamanlarda
bile insanlara umut aşılamayı ve onlara doğruyu mizah yoluyla göstermeyi
başarabilmiştir. "Güldür, eğlendir, düşün, düzelt" felsefesiyle
hareket eden Hoca, toplumu hem bilinçlendirmeyi hem de eğitmeyi amaçlamıştır.
Nasrettin Hoca ve Eğitim Anlayışı
Nasrettin Hoca'nın eğitim anlayışı, yaparak ve yaşayarak öğrenme modeline
dayanmaktadır. O, insanlara doğrudan ders vermek yerine, nükteli hikâyeler ve
fıkralarla mesajlarını iletmiştir. Örneğin, "Ye
kürküm ye" fıkrasında, insanların dış görünüşe verdiği aşırı önemi
eleştirirken; "Kazan doğurdu"
fıkrasında mantıksız beklentilere dikkat çeker. Bu fıkralar, sadece komik
anlatılar değil, aynı zamanda insanın kendine ve çevresine eleştirel bir gözle
bakmasını sağlar.
Nasrettin Hoca ve Türkiye Yüzyılı
Maarif Eğitim Modeli
Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, eğitimi sadece akademik bilgilerle
sınırlamayan, aynı zamanda değerler eğitimini ve eleştirel düşünmeyi merkeze
alan bir yaklaşımdır. Nasrettin Hoca’nın eğitim metodu da bu anlayışa son
derece uygundur. O, mizah ve fıkra anlatımıyla öğrencileri sıkılmadan,
eğlenerek öğretmenin yollarını bulmuştur.
Eğitimde duygudaşlık ve ahlaki değerler vurgusu da Hoca’nın fıkralarında
açıkça görülür. "Ağaçtan düşen
eşek" fıkrasında, başkalarının yaşadığı zorluklarla alay etmek yerine,
duygudaşlık kurmanın önemini anlatır. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de
öğrencilere, sosyal sorumluluk bilinci kazandırmayı ve topluma duyarlı bireyler
yetiştirmeyi hedefler. Bu anlamda Nasrettin Hoca’nın anlatıları, modern eğitim
anlayışına ışık tutan çok değerli bir mirastır.
Evrensel Bir Bilgelik
Nasrettin Hoca’nın fıkraları sadece Anadolu’da değil, dünyanın dört bir
yanında bilinir. Tolstoy gibi büyük yazarlar bile Hoca’nın fıkralarından
etkilenmiş, bazı fıkralarını Rusça’ya çevirerek kendi toplumlarına sunmuştur.
Bunun sebebi, Hoca’nın fıkralarının sadece belli bir toplumun değil, tüm
insanlığın ortak değerlerine hitap etmesidir.
Albert Einstein, bir çocuğun zeki olmasını istiyorsan ona masallar oku,
daha da zeki olmasını istiyorsan daha çok masal oku demiştir. Bu, eğitimde hikâye
anlatımının ve düşünmeye sevk eden anlatıların ne kadar önemli olduğunu
gösterir. Nasrettin Hoca da tam olarak bunu yapmış, insanlara gülerek düşünmeyi
öğretmiştir.
Nasrettin Hoca, sadece bir fıkra anlatıcısı değil, aynı zamanda derin bir
bilgelik sahibi olan bir öğretmendir. Onun "Güldür, eğlendir, düşün, düzelt"
stratejisi, günümüz eğitim anlayışıyla büyük örtüşme göstermektedir. Türkiye
Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli’nin temel ilkeleriyle de uyumlu olan bu yaklaşım,
eğitimi sıkıcı olmaktan çıkarıp, yaşamın içine taşıyan bir anlayışı temsil
eder. Günümüz eğitim sisteminde, Nasrettin Hoca’nın mizahi ve bilgece
anlatımlarından daha çok faydalanmamız gerektiği açıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder