GÖNÜLDEN GELEN BİR GELENEK
‘Misafirperverlik’
Sevgili arkadaşlar,
Bugün sizlerle, bizi biz yapan, kültürümüzün en güzel değerlerinden biri
olan misafirperverlikten bahsetmek istiyorum. Eminim ki hepimiz, aile
büyüklerimizden şu sözleri duymuşuzdur: “Misafir berekettir, misafir
başımızın tacıdır.” Çünkü bizde misafir, sadece kapıyı çalan bir ziyaretçi
değil; eve neşe, sohbet, huzur ve bereket getiren kıymetli bir dosttur.
Misafiri ağırlamak, ona ikramda bulunmak, soframızı ve en önemlisi de gönlümüzü
açmak, bizim en köklü geleneklerimizden biridir.
Şimdi bir an düşünelim… Beklenmedik bir misafiriniz gelse ne yaparsınız?
Önce güler yüzle karşılarız değil mi? İçten bir “Hoş geldiniz!” demek
bile bazen en güzel ikramdır. Ardından hemen mutfağa yöneliriz. Bir bardak
sıcacık çay demleriz, yanına birkaç lokum ya da bir avuç kuruyemiş koyarız.
Çünkü bizde çay, sadece bir içecek değil, dostluğun, paylaşmanın, sohbetin
simgesidir. Eğer misafir uzun süre kalacaksa, işin rengi değişir. Hemen
mutfakta bir telaş başlar: Çorba kaynar, pilav demlenir, börekler fırına
verilir, tatlılar hazırlanır. Hele bir de bayramsa, baklava tepsileri,
şekerlemeler sofrada mutlaka yerini alır.
Köylerde misafirperverlik bambaşkadır. Orada misafir için “hazır yemek”
diye bir şey yoktur, her şey misafire özel yapılır. Tandırda ekmek pişirilir,
keşkek saatlerce kaynatılır, sacda mis gibi kokan gözlemeler hazırlanır. Çünkü
Anadolu insanı bilir ki misafire yapılan ikram, sadece bir yemek değil, bir
dostluk göstergesidir. O sofralarda sadece yemek paylaşılmaz, sohbetler edilir,
dertler dinlenir, eski hatıralar canlanır.
Ama misafirperverlik sadece sofrayla sınırlı değildir. Misafirin rahat
etmesi için en güzel yer ona ayrılır, hâli hatırı sorulur, hoş vakit geçirmesi
sağlanır. “Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer” derler ama bizde
misafir, hep en güzelini, en iyisini bulur. Çünkü biz misafirimizi yalnızca
soframızla değil, samimiyetimizle, içtenliğimizle de ağırlar, ona gönlümüzü
açarız.
Türk Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, biz öğrencilerin yalnızca akademik
olarak değil, sosyal ve kültürel yönlerden de gelişmesini amaçlıyor. İşte tam
da bu yüzden, misafirperverlik gibi geleneklerimizi yaşatmak çok önemli. Çünkü
bu değerler bizi bir arada tutar, toplumu güçlendirir, bizi daha anlayışlı,
paylaşımcı ve duyarlı bireyler haline getirir. Geleneklerimize sahip çıktıkça,
hem köklerimizle bağımızı koruyacağız hem de geleceğimizi sağlam temeller
üzerine inşa edeceğiz.
Şimdi size bir soru sormak istiyorum: Sizce misafirperverlik günümüzde hâlâ
eskisi kadar önemli mi? Misafir ağırlarken nelere dikkat etmeliyiz? Gelin, bu
güzel konuyu birlikte konuşalım, fikirlerimizi paylaşalım.
Son olarak, konuşmam sırasında ses tonumu daha etkili kullanmam gerektiğini
düşünüyorum. Gelecekte bu yönümü geliştirmek için daha fazla pratik yapmayı ve
konuşmalarımı görsellerle desteklemeyi planlıyorum.
Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. Umarım hepimiz,
misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlayabileceğimiz nice mutlu anılar
biriktiririz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder