BİLGİYLE BÜTÜNLEŞEN DEĞERLER
Eğitim, tıpkı bir ağacın kökleri gibi, hem derine
uzanmalı hem de dallarıyla gökyüzüne erişmelidir. Eğer kökler sağlam değilse,
en güçlü rüzgârda ağaç devrilir. Eğer dallar göğe uzanmıyorsa, gelişemez ve
büyüyemez. İşte bu yüzden eğitim, hem bilimsel bilgiyle hem de millî ve manevi
değerlerle harmanlanmalıdır. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli, öğrencilerin
yalnızca akademik başarı kazanmalarını değil, aynı zamanda ahlaki ve insani
yönlerini de geliştirmelerini hedefler.
Türk-İslam düşünce tarihinde eğitim, sadece bilgi
aktarmak değil, aynı zamanda insanı "kâmil insan" yani erdemli birey
hâline getirmek olarak görülmüştür. Farabi, eğitimi bireyin
sadece dünyayı anlaması için değil, iyi bir insan olabilmesi için de gerekli
görmüştür. Ona göre, “Erdemli bir toplum, ancak iyi yetişmiş bireylerle
mümkündür.” Bu anlayış, günümüzde de eğitim sistemimizin temel taşlarından biri
olmalıdır.
İmam Gazali, eğitimin insanı
yalnızca akıl yoluyla değil, aynı zamanda kalp yoluyla da geliştirmesi
gerektiğini savunur. O, bilginin ancak ahlak ile birleştiğinde faydalı
olacağını söyler. Günümüzde ise eğitim sistemlerinde ahlaki gelişimi ihmal
ettiğimizde, öğrenciler bilgiyi nasıl kullanacaklarını bilemez hâle gelirler.
Maarif Eğitim Modeli de bu yüzden sadece akademik başarıyı değil, öğrencilerin
vicdan, sorumluluk ve adalet duygularını da geliştirmeyi hedefler.
Peki, dünyadaki eğitim sistemleri bu konuda nasıl
bir yol izliyor? Finlandiya modeli, bireysel ilgi alanlarını
ön plana çıkararak öğrenciyi merkeze alır. Japonya'da,
eğitimin bir parçası olarak disiplin ve sorumluluk bilinci öğretilir.
Türkiye’nin eğitim anlayışı ise bu modellerin güçlü yönlerini alarak,
öğrencileri hem kendi değerleriyle yetiştirmeyi hem de evrensel bilgiyle
donatmayı amaçlar. Mevlânâ’nın dediği gibi, “Her gün bir yerden göçmek
ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel.” Eğitim de böyledir; gelişmeli,
yenilenmeli ama özünden kopmamalıdır.
Eğitim aynı zamanda geçmişin mirasını geleceğe
taşıyan bir köprüdür. Tarihini bilmeyen, değerlerini unutan bir nesil,
geleceğini sağlıklı inşa edemez. Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir.” derken, ilmin sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda
bir yol gösterici olması gerektiğini de vurgulamıştır. Maarif Eğitim
Modeli de bu anlayışla, öğrencileri tarihine duyarlı, vatanını ve insanını
seven, topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetiştirmeyi amaçlar.
Eğitim sadece sınav başarısı elde etmek değil, aynı
zamanda iyi insan yetiştirmektir. Eğitimin amacı, öğrencileri sadece geleceğe
hazırlamak değil, onlara yaşadıkları hayatın anlamını ve sorumluluklarını da
öğretmektir. Yusuf Has Hacib’in dediği gibi, “Bilgi ile donan, ama onu
iyilik için kullan.” İşte bu yüzden eğitim, hem bireyin hem de
toplumun geleceğini şekillendiren en önemli güçtür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder