27 Mayıs 2025 Salı

SONSUZ BİLGELİK MÜHRÜ

SONSUZ BİLGELİK MÜHRÜ

İstanbul’un Zeyrek semtindeki bilgeliğin kaynağı bir zamanlar Hikmet Yıldızı olarak adlandırılan kadim bir ilim ve sanat ışığıydı. Ancak bir gün, Zamanın Gölgesi bu yıldızın parlaklığını söndürdü, tüm kelimeleri susturdu ve şehir unutuluşa sürüklendi.

Arda, kütüphane raflarında araştırma yaparken, eski Kadim Şura Kitabı’na rastladı. Kitabın kapağı, ilahi bir mühürle kapatılmıştı. Ancak mühür solmuştu—bu, bir şeylerin ters gittiğine işaretti.

Sayfalardan biri, göğe açılan bir kehaneti fısıldıyordu:
"Bir yıldız sönerse, bir kahraman doğmalı. Sonsuz Bilgelik Taşı yeniden ışık saçmalı, yoksa bilgelik karanlıkta kaybolacak..."

Bu yıldızı kim söndürmüştü? Ve neden tam da Arda bu kehaneti okumuştu?

Arda, kaybolan hikmeti geri getirmek için Kadim Kozmik Medrese’ye doğru yola koyuldu. Ancak buraya girmek için Nur Kapısı’nın mühürlerini çözmek zorundaydı.

Kapının üzerindeki işlemeler ona yol gösterdi:

  • Ceviz ve hurma, ilimle düşünceyi birleştirerek kapının ilk anahtarını açtı.
  • Zeytin ve nar, sanatın ruhunu uyandırarak ikinci mühürü çözdü.
  • Bal ve yoğurt, insanları tekrar neşeyle buluşturarak son geçidi açtı.

Arda tam içeri girecekken Gölgeler Meclisi ortaya çıktı. Bu kadim varlıklar, İstanbul’un hikmetini tamamen unutturmak için Zamanın Kara Mührü ’nü kullanıyordu. Eğer mühür tamamlanırsa, geçmiş ve gelecek sonsuza dek birbirinden kopacaktı!

Tam o sırada, Alevnur—zamandan gelen bilgelik koruyucusu—ışık içinde belirdi.

"Gölgeler seni durduramaz, Arda. Ama bilgelik sadece kelimelerle değil, ruhla da korunmalı. Senin Sonsuz Kalem’i bulman gerek!"

Arda ve Alevnur, Zamanın Efendisi Sührab’ın huzuruna çıktılar. Astral Kalem, Arda’nın eline sunuldu.

"Bu kalemi sadece unutuluşa karşı kullanabilirsin," dedi Sührab. "Ama dikkat et! Kelimelerin gücü zamanı şekillendirir. Eğer yanlış bir satır yazarsan, gölgeler sonsuza kadar hüküm sürebilir."

Gökyüzü sarsıldı. Unutuluş Kitabı açıldı. Eğer Karakuşlar Tarikatı kitabı tamamlayabilirse, tüm hikmet ve sanat sonsuza dek yok olacaktı.

Arda, Astral Kalem ile yazmaya başladı.

  • Mevlânâ’nın öğütleri, ışık olup gölgeleri dağıttı.
  • Hacı Bektaş’ın sözleri, bilgeliği yeniden canlandırdı.
  • Yunus’un dizeleri, şehirde yankılanarak İstanbul’a yeniden ruh kazandırdı.

Yıldızlar parladı, Sonsuz Bilgelik Taşı ışığını yaydı, gölgeler çöktü, zaman tekrar akmaya başladı!

Arda artık sadece bir çocuk değildi. Kutsal Mühürlerin Koruyucusu olmuştu.

Şeyh Sührab ona fısıldadı:
"Sen artık hikmetin yol göstericisisin. Zaman sana emanet."

Alevnur ise bilge bir gülümsemeyle ekledi:
"Ama yıldızlar her zaman yeni hikâyeler anlatır. Bir gün, yine çağrılacaksın."

Ve Arda, kadim İstanbul’un bilgelik ışığında yürüyen kahramanı oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder