İÇİNE BAKABİLEN İNSAN
İnsanın dünyayı anlaması için önce kendini tanıması gerekir. Dışarıdaki
olayları, başkalarının davranışlarını, hayatın karmaşasını anlamaya çalışmadan
önce, "Ben kimim?" sorusunu sormalıyız. İşte bu yüzden “Kendini
bilmek tüm bilgeliğin başlangıcıdır” sözü yüzyıllardır değerini
kaybetmemiştir.
Kendini bilmek, aynaya bakmak gibi değildir. Aynaya baktığımızda sadece
yüzümüzü görürüz ama gerçek benliğimiz çok daha derindedir. Nelerden
hoşlanırız, nelerden korkarız? Güçlü yönlerimiz neler? Hangi konularda yardıma
ihtiyaç duyarız? İşte bu sorulara verdiğimiz cevaplar bizi içsel bir yolculuğa
çıkarır.
Bu yolculuk bazen kolay değildir. Çünkü kendimizi tanımak, hatalarımızla da
yüzleşmeyi gerektirir. Ama unutmayalım, bilge olmak demek her şeyi bilmek
değil, eksiklerini fark edebilmek ve onları tamamlamaya çalışmaktır. Cesur
olmak, sadece dışarıya karşı değil, kendi içimize bakmaya da cesaret
edebilmektir.
Türk atasözlerinden biri şöyle der: “Kendini bilen, işini bilir.” Bu
söz aslında çok derin bir anlam taşır. Kendini tanıyan kişi ne yapabileceğini,
nerede duracağını, nasıl davranması gerektiğini bilir. Böylece hem kendisine
hem de çevresine faydalı olur.
Ünlü düşünür Sokrates de binlerce yıl önce Atina sokaklarında
dolaşırken insanlara “Kendini tanı” öğüdünü verirdi. Ona göre, başkalarının
fikirleriyle değil, kendi aklı ve vicdanıyla hareket eden insan gerçek
bilgeydi. Sokrates’in bu anlayışı, sadece felsefenin değil, insan olmanın da
temelini oluşturmuştur.
Kendini bilen insan, başkalarını da daha kolay anlar. Sabırlı olur,
yargılamaz, duygudaşlık kurar. Nerede konuşması gerektiğini, nerede susması
gerektiğini bilir. Hangi durumda nasıl davranması gerektiğini kestirebilir.
Çünkü içindeki pusula, yani kendine dair bilgisi ona yön gösterir.
Okulda ders çalışırken bile bu önemlidir. Bir öğrenci hangi derste
zorlandığını, hangi yöntemle daha iyi öğrendiğini fark ederse, başarıya daha
kolay ulaşır. Spor yaparken, müzikle uğraşırken ya da arkadaşlık ilişkilerinde
de bu böyledir. Kendini bilen kişi, neyi neden yaptığını bilir ve daha bilinçli
davranır.
Kısacası bilgelik, başkalarına akıl vermekten önce, kendine dürüst olmayı
gerektirir. Çünkü kendini tanımayan biri, neyi neden yaptığını bilemez. Ama
kendini tanıyan biri hem başkalarına hem de hayata daha bilinçli yaklaşır.
Ve işte o zaman, gerçek anlamda öğrenmeye ve gelişmeye başlamış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder