BİLGİ SESSİZCE DEĞİŞTİRİR
Bazen bir kitabı bitiririz, kapağını kapatır kapatmaz aklımıza bir soru
düşer:
“Acaba ben bu kitaptan ne öğrendim?”
Cevap vermek kolay değildir. Çünkü hemen bir fark hissetmeyiz. Hatta sanki
sayfaları okuyup geçmişiz de hiçbir şey değişmemiş gibi gelir. Ama aslında bu,
bilginin en sessiz halidir.
Bir gün öğretmenim bana bir hurma verdi. “Ye bakalım,” dedi. Yedim.
Sonra sordu: “Şimdi büyüdün mü?”
“Hayır,” dedim.
Gülümsedi: “Ama o hurma şimdi senin vücuduna karıştı. Et olur, kemik olur, seni
fark ettirmeden büyütür.”
Sonra da ekledi: “Kitaplar da böyledir. Hemen fark edilmez ama içini besler.”
İşte o an anladım: Bilgi de hurma gibi içimize işler. Belki gözle göremeyiz
ama yavaş yavaş bizi değiştirir. Her okuduğumuz hikâye, her öğrendiğimiz yeni
kelime, her düşündüren yazı… Hepsi beynimize, yüreğimize dokunur. Zamanla
düşüncelerimiz güzelleşir, kelimelerimiz çoğalır, olaylara daha farklı bakmaya
başlarız.
Bir hikâye bize başka bir insanın duygularını anlatırsa duygudaşlık
kurarız. Bir bilgi yazısı dünyaya başka bir gözle bakmamızı sağlar. Belki bugün
anlamadığımız bazı şeyler, gün gelir hayatımızda önemli bir yer bulur.
Bilgi sessizdir. Bağırmaz, gösteriş yapmaz. Ama biriktikçe seni daha güçlü,
daha olgun, daha bilinçli bir insan yapar.
Bu yüzden kitap okumaktan vazgeçme. Çünkü her kitap, içine bir tohum eker.
O tohum büyür, filiz verir, seni fark ettirmeden değiştirir.
Tıpkı bir hurmanın vücudumuza karışması gibi…
Tıpkı bir bilginin kalbimize yerleşmesi gibi…
Unutma:
Bilgi hemen değil, zamanla değiştirir. Ama etkisi, ömür boyu sürer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder