ANLAMDAN AHLAKA, AHLAKTAN MEDENİYETE
‘Hz. Nuh Kıssası Bağlamında Değerler Temelli
Eğitim Ve Türkiye Yüzyılı Maarif Paradigması’
Giriş
Kur’an’da yer alan peygamber kıssaları, sadece
tarihsel bir anlatımın ötesinde, insanlığın bireysel ve toplumsal gelişimine
dair evrensel ilkeler barındıran güçlü pedagojik referanslardır. Bu kıssalar,
bireyin içsel inşasını, ahlaki olgunlaşmasını ve toplumsal dönüşüm süreçlerini
anlamlandırmada derin birer rehberlik sunar. Bu bağlamda, Hz. Nuh’un (a.s.)
kıssası, hem bireysel eğitim süreci hem de toplumsal yeniden yapılanma
açısından dikkate değer unsurlar içermektedir. Hz. Nuh’un uzun soluklu tebliğ
süreci, onun sabır, sebat ve hikmetle yürüttüğü öğretim faaliyetlerini ortaya
koymakta; bu yönüyle de yalnızca bir peygamber değil, aynı zamanda örnek bir muallim
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hz. Nuh’un tebliğ sürecinde kullandığı yöntemler,
Kur’an’da açık ve gizli konuşmalar, birebir iletişim, farklı zaman ve
mekânlarda yapılan çağrılar gibi çok boyutlu iletişim stratejileriyle
örneklendirilmiştir. Bu yönüyle kıssa, çağdaş eğitim bilimlerinde önem kazanan
bireyselleştirilmiş öğretim, çoklu öğrenme stilleri, farklılaştırılmış öğretim
ve duygusal zekâya dayalı etkileşim modelleriyle örtüşmektedir. Özellikle
bireyin anlam arayışına yönelen yaklaşımlar göz önünde bulundurulduğunda, Hz.
Nuh’un muhataplarını sadece bilgiye değil, aynı zamanda hakikate davet ettiği
görülmektedir. Bu, eğitimi salt bilişsel bir aktarımdan ziyade, anlam
merkezli bir inşa süreci olarak ele alan anlayışla örtüşmektedir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, eğitimde anlamı
merkeze alan, değer temelli ve bütüncül bir bakış açısı sunarak bireyin
zihinsel, duygusal ve ahlaki yönlerini birlikte geliştirmeyi hedeflemektedir.
Bu model, kadim bilgeliği çağdaş pedagojik ilkelerle harmanlayarak hem bireysel
olgunluğu hem de toplumsal bütünlüğü öncelemektedir. Bu çerçevede, Hz. Nuh
kıssası; sabır, tebliğde süreklilik, bireyde karakter inşası ve toplumun
dönüşümüne yönelik eğitsel ilkeleriyle Maarif Modeli’yle derin bir bağ
kurmaktadır.
Bu çalışmada, Hz. Nuh’un eğitimsel rolü; onun
sabırla yürüttüğü tebliğ süreci, kullandığı pedagojik yöntemler ve karşılaştığı
zorluklar bağlamında analiz edilecek; bu analiz, çağdaş öğretim yaklaşımları ve
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin ilke ve hedefleriyle ilişkilendirilerek
sunulacaktır. Böylece kadim bir kıssadan hareketle günümüz eğitim anlayışlarına
yönelik bütüncül ve değer temelli bir okuma yapılması amaçlanmaktadır.
1.
Tebliğ ve Anlam Aktarımı: Bireyselleştirilmiş ve Diyalog Temelli Eğitim
Hz. Nuh’un (a.s.) 950 yıl süren tebliğ süreci
(Ankebût, 29:14), yüzeysel bir öğüt ya da tek yönlü bir hitaptan çok, zamanla
derinleşen, birey odaklı, çok katmanlı bir anlam aktarımı süreci olarak
yorumlanabilir. Bu uzun soluklu süreç, modern eğitim yaklaşımlarında vurgulanan
öğrenci merkezli, farklılaştırılmış ve diyalog temelli öğretim anlayışlarıyla
dikkate değer bir benzerlik göstermektedir.
Kur’an-ı Kerim’de Hz. Nuh’un şu ifadesi yer alır:
“Onlara açıkça söyledim, gizlice de söyledim.”
(Nuh, 71:9)
Bu ifade, onun kavmine yalnızca genel geçer bir
yöntemle değil; kişisel eğilimleri, sosyal konumları ve zihinsel
hazır bulunuşlukları göz önünde bulundurarak farklı yollarla hitap ettiğini
ortaya koyar. Bu yönüyle Hz. Nuh’un eğitimsel yaklaşımı, çağdaş öğretim
felsefelerindeki “farklılaştırılmış öğretim”, “öğrenciye göre uyarlama” ve
“çoklu öğrenme stilleri” kavramlarıyla örtüşmektedir. Her bireyin öğrenme
sürecine farklı yollardan katılımını mümkün kılan bu anlayış, Türkiye Yüzyılı
Maarif Modeli’nin temelini oluşturan bireyselleştirilmiş ve anlam merkezli
eğitim hedefleriyle güçlü bir paralellik sergiler.
Maarif Modeli, öğrenmeyi yalnızca bilgi aktarımına
indirgememekte; aynı zamanda anlam üretimi, değer inşası ve gönül terbiyesi
olarak çok katmanlı bir sürece dönüştürmektedir. Bu bağlamda, Hz. Nuh’un
halkına hitap ederken kullandığı düşünmeye teşvik edici dil –örneğin:
“Hiç düşünmüyor musunuz?” (A’râf, 7:69) –
öğrenciyi pasif bir alıcı olmaktan çıkarıp aktif
bir düşünür hâline getirmeyi amaçlayan çağdaş pedagojik yaklaşımlarla
örtüşmektedir. Eleştirel düşünme, sorgulama temelli öğrenme ve anlamlandırma
becerileri gibi günümüz eğitim sistemlerinin öncelik verdiği nitelikler, bu
kıssada güçlü bir şekilde temellenmektedir.
Dolayısıyla Hz. Nuh’un tebliğ yöntemi, yalnızca
tarihsel bir anlatı değil; aynı zamanda bireyin zihnine ve kalbine ulaşan,
farklı yollarla etkileşim kuran çağdaş bir öğretim paradigması olarak
okunabilir. Bu paradigma, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin değer temelli, özne
merkezli ve anlamla yoğrulmuş eğitim yaklaşımına tarihsel ve ahlaki bir
derinlik kazandırmaktadır.
2.
Sabır ve Süreç Odaklılık: Eğitimin Tohumcu Yaklaşımı
Hz. Nuh’un (a.s.) 950 yıla yayılan tebliğ süreci,
eğitimi bir sonuç değil; sabırla örülen bir oluş ve inşa süreci olarak gören
anlayışı temsil eder. Bu yaklaşım, günümüz eğitim bilimlerinde önem kazanan süreç
odaklılık ve gelişim temelli öğretim ilkeleriyle güçlü bir
paralellik taşır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin merkezine aldığı “bireyin
içsel derinliği” ve “anlam merkezli öğrenme” vurgusu da bu tarihsel-kur’ânî
perspektifle bütünleşir.
Maarif Modeli, öğrencinin yalnızca bilişsel değil;
duyuşsal, ahlaki ve sosyal gelişim alanlarını da gözeterek çok boyutlu bir
eğitim tasavvurunu savunur. Bu yaklaşımda öğretmen, bilgiyi sadece aktaran bir
figür değil; toprağa tohum eken, onun yeşerme sürecini sabırla bekleyen bir
gönül işçisidir. Bu bakış açısı, eğitimde “anlık başarılar” yerine, bireyin
karakterini, düşünme biçimini ve değer dünyasını uzun vadede inşa etmeyi önceleyen
büyüme zihniyeti (growth mindset) ile örtüşmektedir.
Hz. Nuh’un, gemisini bir gecede değil; zamanla,
adım adım ve toplumsal dirençlere rağmen inşa etmiş olması, eğitimin de benzer
bir şekilde katman katman örülen, zaman isteyen bir süreç olduğunu sembolize
eder. Bu bağlamda Kur’an’da geçen şu ayet dikkat çekicidir:
“Sen yalnızca bir uyarıcısın.” (Hûd,
11:25)
Bu ifade, eğitimcinin rolünü yeniden tanımlar:
Öğretmen, bireyin iç dünyasına dönüşümün tohumlarını eken, anlamı ileten ve bu
sürecin meyve vermesi için sabırla bekleyen kişidir. Başarıyı sadece sınav
sonuçlarına veya kısa vadeli çıktılara indirgemeyen bu anlayış, Türkiye Yüzyılı
Maarif Modeli’nde öne çıkan “eğitimin bir yolculuk olduğu” fikriyle doğrudan
ilişkilidir.
Bu çerçevede Hz. Nuh’un kıssası, öğretmenin sabır,
umut ve dirençle sürdürdüğü karakter inşa sürecinin tarihsel ve değer temelli
bir örneği olarak karşımıza çıkar. Eğitimin “tohumculuğu”, bireyin ruhuna ilmek
ilmek işlenen bir inşa ve bekleyiş sürecini ifade eder. Bu bakış, öğretmenin
kısa vadeli çıktılar yerine uzun vadeli kazanımları hedefleyen, süreç temelli
bir rehber olduğunu vurgular.
3.
Toplumsal Dönüşüm: Eğitimle İnşa Edilen Yeni Bir Gemidir
Hz. Nuh’un (a.s.) inşa ettiği gemi, yalnızca bir
felaketten korunma aracı değil; inanç, ahlak ve hikmetle temellendirilmiş yeni
bir toplumun taşıyıcısıdır. Bu sembolik yapı, eğitimin bireyde başlayan ancak
topluma sirayet eden dönüştürücü gücünü temsil eder. Nuh’un gemisi, tufan
sonrası yeniden başlayacak hayatın, sahih bir inanç ve salih ameller üzerine
kurulacağı bir medeniyet fikrini taşır.
Kur’an’da geçen,
“İçlerinden her biri iman etmişti, salih
amellerde bulunmuşlardı.” (Hûd, 11:40)
ayetinde ifade edilen “iman-amel birlikteliği”, bireyin içsel dünyasında
başlayan dönüşümün davranışsal yansımalarıyla toplumsal bir yapıya evrildiğini
ortaya koyar. Bu bağlamda, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin eğitim anlayışı da
yalnızca bilgi aktarmayı değil, bireyin şahsiyetini inşa ederek erdemli bir
toplum oluşturmayı hedefler.
Maarif Modeli’nin bilgi, duygu ve değer eksenli
bütüncül yapısı; bireyde anlam, sorumluluk ve toplumsal bilinç uyandırmayı esas
alır. Hz. Nuh’un yürüttüğü tebliğ ve inşa süreci de benzer şekilde, bireyin iç
dünyasındaki inancı toplumsal hayata taşıma çabasını temsil eder. Bu çaba,
yalnızca bireylerin değil; birlikte yaşanabilir bir hayatın, adalet temelli bir
toplumun da inşasıdır.
Bu perspektiften bakıldığında, eğitim bir kurtuluş
aracı değil; yeni bir dünyanın taşıyıcısı olan bir medeniyet gemisidir.
Bu geminin tahtaları bilgi, çivileri değer, yelkeni ise anlamla örülüdür.
Öğretmenler bu geminin mühendisleri; öğrenciler, geleceğin yolcuları ve
yönlendiricileridir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin temelini oluşturan
“erdemli insan” ve “erdemli toplum” ideali, tıpkı Hz. Nuh’un kıssasında olduğu
gibi, bireyde başlayıp topluma yayılan bir dönüşüm sürecine işaret eder. Eğitim
bu bağlamda, sadece bireysel başarı değil; ahlak ve sorumluluk temelli bir
toplumsal uyanışın zemini olarak konumlandırılır.
1. Kavramsal Harita: Medeniyet İnşasında Eğitim (Hz.
Nuh Kıssası - Maarif Modeli Paralelliği)
┌────────────────────────────┐
│ Hz. Nuh’un Gemisi │
│
(Manevi-Medenî İnşa) │
└────────────┬───────────────┘
│
┌──────────────────────────┼──────────────────────────┐
│ │ │
Bireysel
İnşa Ahlaki-Törel
Dönüşüm Toplumsal Taşıyıcılık
(İman ve Karakter) (Salih Amel / Sorumluluk) (Yeni Medeniyetin Nesli)
│ │ │
▼ ▼ ▼
┌─────────────┐
┌────────────────┐
┌─────────────────────┐
│ Maarif
Modeli│◄────────│ Gönül Eğitimi
│────────►│ Erdemli Toplum │
│ (Anlam
Temelli) └────────────────┘ └─────────────────────┘
└─────────────┘
2. Literatür
Desteği: Akademik Kaynaklarla Temellendirme
a. Eğitimin
Toplumsal İnşa Gücü
- Durkheim (1911), eğitimi toplumsal norm ve
değerlerin yeni nesillere aktarımında temel araç olarak görür.
- Paulo Freire (1970), eğitimle bireyin
bilinçlenmesini, böylece toplumun dönüştürülmesini hedefler (Bkz.
"Ezilenlerin Pedagojisi").
b. Değer ve
Anlam Temelli Eğitim
- Thomas Lickona (1991): Karakter eğitimi, bilgi ile
değerleri buluşturduğunda toplumsal etkisi artar.
- Alasdair MacIntyre (1981): Ahlaki eylemin ve toplumun
temelinde anlam taşıyan erdemler vardır.
c. Türkiye
Yüzyılı Maarif Modeli ile İlişki
- Maarif Modeli’nin temel
felsefesi, bilgiyi anlamla buluşturmak ve erdemli birey üzerinden toplum
inşa etmektir.
- Modelin "erdem-temelli
vatandaşlık", "medeniyet perspektifiyle eğitim" ve
"gönül dili" yaklaşımları, doğrudan toplumsal inşa ile
ilişkilidir.
3. Tematik
Grafik: Maarif Modeli ve Nuh Kıssasında Medeniyet İnşası
[ Hz. Nuh’un Kıssası ]
───────────────────────
Uzun Süreli
Sabır →
Bireyleri Dönüştürme
İman + Salih
Amel →
Ahlak Temelli Toplum
Gemi
İnşası → Yeni Bir Medeniyet Taşıyıcılığı
↓ Uyumlu Temalar ↓
[
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ]
────────────────────────────────
Süreç
Odaklılık → Karakter ve Gönül Eğitimi
Anlam Temelli
Bilgi → Duygu-Değer-Bilgi Birliği
Erdemli
Toplum Hedefi → Bireyden Topluma Doğru Dönüşüm
4.
Türkiye’de Eğitim Politikaları ve Hz. Nuh’un Kıssasına Yansıyan Pratikler
Hz. Nuh’un (a.s.) hayatı, sadece bir tebliğ
mücadelesi değil, aynı zamanda uzun soluklu, sabır temelli ve toplumu
dönüştürmeyi hedefleyen derin bir eğitim pratiğidir. Bu yönüyle onun kıssası,
Türkiye’de özellikle son yıllarda şekillenen eğitim politikalarının temelini
oluşturan anlam merkezli, değer temelli ve bütüncül pedagojik anlayışla
önemli ölçüde örtüşmektedir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde
şekillenen bu yeni yaklaşım, Hz. Nuh’un örnekliğini günümüz eğitim diline
tercüme etme imkânı sunar.
4.1. Değerler Eğitimi ve Sabır Kültürü
Kur’an’da Hz. Nuh’un (a.s.) 950 yıl boyunca
sabırla sürdürdüğü tebliğ süreci (Ankebût, 29:14), eğitimin kısa
vadeli çıktılardan çok uzun vadeli gelişim hedefleriyle yürütülmesi gerektiğini
gösterir. Bu sabır eksenli yaklaşım, değerler eğitiminin de süreklilik
ve derinlik kazandığında etkili olduğunu ortaya koyar.
Nitekim TÜDEM 2023 araştırması, uzun
soluklu değerler eğitimi uygulamalarının, öğrencilerde empati, aidiyet
ve sorumluluk duygularını artırırken, davranışsal sorunlarda ciddi bir azalma
sağladığını ortaya koymuştur. Bu durum, Maarif Modeli’nin öngördüğü “ahlak +
anlam” bileşenlerinin sabırla işlenmesinin eğitimde nasıl olumlu karşılıklar
bulduğunu gözler önüne serer.
4.2. Öğretmen Eğitimi ve Anlam Merkezli Pedagoji
Hz. Nuh’un (a.s.), farklı yollarla insanlara hitap
etmesi (Nuh, 71:8–9), öğrencinin mizacına uygun pedagojik yaklaşımların
kullanılmasını gerekli kılar. Bu anlayış, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin
merkezine yerleştirdiği “anlam merkezli öğretmenlik” paradigması ile birebir
örtüşmektedir. Öğretmen, yalnızca bilgi aktaran bir figür değil; öğrencinin
kalbine hitap eden bir anlam rehberidir.
Eğitim-Bir-Sen 2023 raporuna göre öğretmenlerin
%73’ü, değerler eğitiminin kalıcı hâle gelmesi için en az üç yıl
kesintisiz uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Bu bulgu, peygamberî
eğitim modellerinin süreklilik ve sabırla icra edilmesi gerektiğini savunan
Maarif anlayışı ile birebir uyumludur. Özellikle hizmet içi eğitimlerde,
öğretmenlerin anlam üretimi, gönül dili, karakter eğitimi ve diyalog
temelli öğrenme gibi alanlarda donatılması, bu dönüşümün yapı taşıdır.
4.3. Aile ve Toplum Katılımı
Hz. Nuh’un (a.s.), tufan esnasında dahi oğluna
hitap ederek onu kurtuluşa davet etmesi (Hûd, 11:42–43), eğitimin sadece birey
ile öğretmen arasında değil, aile ve toplum katmanlarıyla iç içe geçmiş
bir süreç olduğunu gösterir. Maarif Modeli, bu yönüyle eğitimi aile
ile birlikte inşa edilen bir sorumluluk alanı olarak tanımlar.
Bu yaklaşımın güncel bir yansıması, Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından yürütülen “Aile Okulu” projelerinde
gözlemlenmiştir. Proje kapsamında, veli katılımı artan öğrencilerde
davranışsal gelişimin daha hızlı ve kalıcı olduğu görülmüştür.
Velilerin %89’u, çocuklarının tutum ve davranışlarında olumlu
değişimler gözlemlediklerini ifade etmiştir. Bu, aile temelli
eğitimin, Hz. Nuh kıssasında örneklenen bütüncül eğitici yaklaşımın günümüzdeki
karşılığıdır.
Sonuç ve Öneriler: Maarif Gemisini İnşa Etmek
Hz. Nuh’un (a.s.) kıssası, sadece bir peygamberin
tarihsel tebliğ mücadelesi değil; aynı zamanda sabır, anlam aktarımı ve
karakter inşası temelli bir eğitim paradigmasıdır. Bu yönüyle kıssa, Türkiye
Yüzyılı Maarif Modeli’nin değer, anlam ve birey odaklı yaklaşımını
destekleyen zamansız bir eğitim metaforu sunmaktadır. Maarif, bu kıssada bir
gemi gibi tarif edilir: sağlam temelli, sabırla inşa edilen, içindeki bireyleri
sadece kurtaran değil; aynı zamanda yeniden bir medeniyetin taşıyıcısı
hâline getiren bir yapı…
Bu bağlamda, Hz. Nuh’un örnekliği, çağdaş
eğitimcilere şu üç temel ilkeyi yeniden hatırlatmaktadır:
1.
Çoğulcu ve Farklılaştırılmış Öğretim:
Her bireyin farklı öğrenme biçimlerine ve içsel dünyasına sahip olduğu dikkate
alınmalı; öğretim yöntemleri, öğrencinin mizacına göre çeşitlendirilmelidir.
Hz. Nuh’un “açıkça söyledim, gizlice de söyledim” (Nuh, 71:9) ifadesi, bu çok
yönlü pedagojik yaklaşıma dair önemli bir ipucudur.
2.
Sabır ve Süreç Odaklılık:
Eğitim, anlık çıktıların değil, karakter ve anlam inşasının
hedeflendiği uzun soluklu bir süreçtir. Hz. Nuh’un 950 yıllık daveti (Ankebût,
29:14), bu sabırlı ve adanmış sürecin örneğidir. Maarif Modeli de öğrencinin
bilişsel değil; psikososyal, ahlaki ve duygusal gelişimini merkeze alır.
3.
Toplumsal Dönüşüm:
Eğitim yalnızca bireyi değil; toplumun değer haritasını da yeniden
şekillendirir. Nuh’un gemisi, sadece bir kurtuluş değil; yeni bir toplumsal
düzenin habercisidir. Maarif de bu anlayışla, bilgiyle donanmış, ahlakla
yoğrulmuş bireyler aracılığıyla bir medeniyet inşasını
hedefler.
Politika ve Uygulama Önerileri:
·
Pedagojik Metinlerde Kıssa Entegrasyonu:
Hz. Nuh’un eğitimsel metodu, öğretmen yetiştirme programlarında
somutlaştırılmalı; kıssa merkezli öğrenme stratejileri, öğretmenlerin sınıf içi
uygulamalarına entegre edilmelidir.
·
Sabır ve Karakter Gelişimi Modülleri:
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde sabır, sadece bir değer değil; aynı zamanda
bir eğitim stratejisidir. Bu bağlamda, sabır temelli karakter eğitimi
içerikleri müfredata dâhil edilmeli ve öğrenci gelişimi uzun vadeli süreçlerle
izlenmelidir.
·
Anlam Temelli Değerler Eğitimi:
Kıssa merkezli değer eğitimi, öğrencinin içsel anlam üretimini desteklemeli;
yaşamla bağ kurmasına imkân tanıyan uygulamalarla zenginleştirilmelidir.
Böylece öğrenci, bilgiyi yalnızca öğrenmekle kalmaz; içselleştirerek yaşayışa
dönüştürür.
Son Söz: Tufanlara Karşı Maarifle Gemi Kurmak
Maarif, yalnızca bir öğretim programı değil; aynı
zamanda bir inşa eylemidir: gönül inşası, zihin inşası ve
medeniyet inşası… Hz. Nuh’un kıssası, bize eğitimin kısa vadeli sonuçlara
değil; sabırla kurulan derinlikli ilişkilere dayandığını hatırlatır. O,
tufanlara karşı bir gemi inşa etmiştir; bugünün öğretmeni ise anlamsızlık,
yabancılaşma ve değer erozyonuna karşı maarif gemisini inşa etmekle
yükümlüdür.
Türkiye Yüzyılı, yalnızca
teknolojik ve ekonomik bir kalkınma vizyonu değil; aynı zamanda karakterli,
anlam arayan ve sorumluluk duyan nesillerle yükselen bir eğitim
çağrısıdır. Bu çağrı, Hz. Nuh’un sabrı, öğretmenlik misyonunun derinliği ve
anlam merkezli eğitimle cevap bulacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder