9 Haziran 2025 Pazartesi

SİHİRLİ MEYVELER

BESLENME KRALLIĞI

‘Sihirli Meyveler’

Gökyüzü, altın ışıklarla boyanmış, hafif bir deniz rüzgârı okul bahçesindeki yaprakları hışırdatıyordu. Martılar uzaklarda süzülürken, öğrenciler teneffüs saatinde neşeyle koşturuyordu.

Ali, futbol sahasında hızla koşuyor, topu ustaca ayağında sektiriyor, ama en dikkat çeken şey, bitmeyen enerjisiydi.

Ayşe ise kantinden aldığı dev hamburgeri sıkıca kavramış, gölgede oturmuş arkadaşlarını izliyordu. Gözleri yarı kapalıydı, bitkin görünüyordu.

Ali, hızla yanına gelip "Gel biraz oynayalım!" diye bağırdı.

Ayşe, hamburgerinden bir ısırık alırken umursamazca “Hiç enerjim yok ki…” diye mırıldandı.

O sırada Zeynep, heyecanla yanlarına koşarak nefes nefese konuştu:

"Biliyor musunuz? Büyükannemin bahçesinde Sihirli Meyve denen bir şey varmış! Onu yiyenlerin enerjisi hiç bitmezmiş!"

Ali’nin gözleri parladı.

Ayşe, çikolatasından bir parça koparıp umursamazca dudak büktü.

"Sihirli Meyve mi? Benim için mucize olacak çünkü tek isteğim azıcık enerji!" dedi.

Üç arkadaş, Zeynep’in büyükannesinin eski taşlarla çevrili bahçesine doğru yürüdü. Bahçenin içi gizemli bir ışıkla parlıyordu. Dallarına altın renkli yapraklar serpilmiş kadim bir ağaç, ortada yükseliyordu.

Ancak bahçeye girdiklerinde, bilge gözlü, uzun cübbeli biriyle karşılaştılar.

"Bilge Hoca!" diye fısıldadı Zeynep.

Öğretmen gözlüklerinin ardından çocukları süzdü.

"Gerçek sihir, doğru beslenmekte gizlidir." dedi. "Sihirli meyve ancak sağlıklı beslenenlere görünür. Obezitron sizi izliyor!"

Ayşe, şaşkınlıkla meyveye uzandı. Ancak onu kopardığı anda meyve, avucunun içinde eriyip yok oldu!

O anda yer sarsılmaya başladı!

Kantinden yükselen devasa bir gölge, Obezitron adlı kötü beslenme canavarına dönüştü!

"Hahaha! Hamburgerler, gazlı içecekler, cipsler… Hepsi sizi benim esirim yapacak!" diye kükredi.

Ali geri çekildi.

Zeynep, "Bu bizim sağlıksız alışkanlıklarımızın bir yansıması!" diye haykırdı.

Ayşe’nin ise kolunu kaldırmaya bile gücü yoktu.

Bilge Hoca, cebinden eski bir rulo çıkardı.

"Obezitron’u yenmek için 3 büyülü yiyecek lazım:

 1) Mucizevi Su (Su),

 2) Yeşil Kalkan (Sebzeler),

 3) Enerji Topu (Meyveler)!"

Üçlü, krallığın farklı noktalarına giderek büyülü yiyecekleri toplamaya karar verdiler.

 İlk Görev: Yeşil Kalkan (Sebzeler)
Ali ve Zeynep, bahçenin arka tarafında unutulmuş sebze yataklarını buldular. Ancak sebzelerin üzerine karanlık bir sis çökmüştü. Sağlıksız yiyecekler onları örtüyordu.

Ali, hızla çalışıp toprağı kazdı, sebzeleri güneş ışığına çıkardı.

Zeynep, yeşil sebzelerden bir kalkan yaptı.

 İkinci Görev: Enerji Topu (Meyveler)
Bahçenin diğer ucunda meyve ağaçları vardı. Ancak dallar boştu.

Ayşe, iç çekerek "Ben enerjik hissetmiyorum, yapamam." dedi.

Zeynep ona dönerek, "Meyveyi sen koparmalısın!" dedi.

Ayşe, ilk kez gerçek bir meyve aldı, onu yavaşça ısırdı. Bir anda gözleri açıldı, içindeki güç yeniden hissetti!
Şelale kurumuştu. Krallığın halkı yalnızca gazlı içecek içiyordu.

Ali ve Zeynep şelaleye doğru koştular. Ellerini suya dokunduklarında, sular yeniden çağlamaya başladı!

Üç arkadaş sebze kalkanını kaldırdı, meyveleri havaya fırlattı, suyu büyülü bir ışık gibi döktü.

Obezitron "Hayır!" diye kükredi.

Işık, gökyüzüne yükseldi. Gölge yok oldu, sağlık ve enerji krallığa geri döndü.

Bilge Hoca, gülümsedi.

"Gerçek şampiyonlar sadece savaşanlar değildir. Gerçek şampiyonlar, sağlıklı bir gelecek inşa edenlerdir!"

Ali, Ayşe ve Zeynep, okula döndüklerinde gerçek dünyada da sağlıklı seçimler yapmaya karar verdiler.

Okulda "Sihirli Tabaklar Kulübü" kurdular.

Bilge Hoca, gözlüklerini hafifçe yukarı kaldırdı.

"Belki de siz, geleceğin gerçek şampiyonlarısınız!"

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder