BİZ AİLEDEN BÖYLE GÖRDÜK
‘Kurban Bayramı ve Paylaşmanın Gücü’
Bayramlar… Kalplerimizi bir araya getiren,
yıllardır süregelen güzel hatıraların nesilden nesile aktarıldığı özel
günlerdir. Bayram sabahı erkenden kalkmanın, büyüklerin ellerini öpmenin,
sofraların bereketlenmesinin, evlerin neşeyle dolmasının sadece bir gelenek
olmadığını biz ailemizden böyle gördük.
Bayram demek, sevgiyi paylaşmak demek.
Küçükken bayramları şekerler ve yeni kıyafetler için
beklerdik, değil mi? Ama büyüdükçe anlıyoruz ki bayramın asıl güzelliği, kalplerimizi
birbirine yakınlaştırması, gönlümüzü temizlemesi ve iyiliği çoğaltmasıdır.
Kurban Bayramı, sadece bir tatil günü değil; bizi birlik
olmaya, paylaşmaya ve hatırlamaya çağıran kutsal bir zaman dilimi.
Bayramın Kalpten Gelen Anlamı
Kurban Bayramı Hz. İbrahim’in (as)
teslimiyetini ve Allah’a olan sonsuz güvenini bizlere
hatırlatır. Hz. İbrahim (as), rüyasında oğlu İsmail’i kurban etmesi
gerektiğini gördüğünde, tereddüt etmeden emre uymaya
hazırlanmıştı. Ancak Allah, onun samimiyetini ve inancını
gördü ve ona büyük bir müjde verdi: İsmail (as) yerine bir koç kurban
edilecekti.
Bu olay, teslimiyetin, inancın ve
fedakârlığın en büyük derslerinden biridir. Bazı şeyleri çok
isteyebiliriz, onlara sıkı sıkıya bağlanabiliriz, ama önemli olan, Allah’ın
bize sunduğu yolda yürüyebilmektir.
Kurban kesmek de bu teslimiyetin bir
sembolüdür. Ailemizden böyle gördük—bazen bir şeyden
vazgeçmek, onu paylaşmak, daha büyük bir iyiliğe vesile olur.
Paylaşmanın Gerçek Bereketi
Bayram sabahı kurbanlar kesildiğinde, bu
sadece bir gelenek değildir. Kurban etinin ihtiyaç
sahipleriyle paylaşılması, sofraların bereketlenmesi, aç bir
insanın karnının doyması bayramın en derin anlamlarından biridir.
Bir düşünün… Siz sofranızda güzel bir yemek yerken,
başka bir yerde yemek pişiremeyen bir aile var. İşte Kurban
Bayramı bize "Senin sofran, onun da sofrası olsun"
diyor.
Ailemizden böyle gördük—paylaşmak
sadece bir tabak yemek vermek değil, bazen bir selam,
bir tebessüm, bir sıcak söz de en büyük iyilik olabilir.
Bayramın bize öğrettiği şey de tam olarak budur: Paylaşınca
çoğalırız, iyilik yapınca büyürüz!
Affetmek ve Yeniden Başlamak
Biliyor musunuz, bayram yalnızca yemek ve
tatlı paylaşmak değil, kalplerimizi de paylaşmak demektir.
Aile büyüklerini ziyaret ederiz, ellerini
öperiz, dualarını alırız. Küslükleri geride bırakırız. Çünkü biliyoruz
ki bayram, bağışlamak ve barışmak için en güzel fırsattır.
Belki geçen yıl bir arkadaşımızla tartıştık, belki
bir akrabamızla kırgınız. İşte bu bayram, tüm kırgınlıkları
unutmak ve affetmenin gücünü hissetmek için bir fırsat.
Ailemizden böyle gördük—insan
ilişkileri sevgiyle yoğrulursa, ne küslük kalır ne de hüzün. Bayram bize "Barış,
sevgiyi çoğalt ve yeniden başla!" diyor.
Gelecek Nesillere Miras
Bugün bizler, bayramın bu mirasını
yaşatıyor ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı bu kültürle büyütmenin
gururunu yaşıyoruz.
Öğrendiğimiz her değer, yaptığımız her iyilik, geleceğe
bıraktığımız bir ışık değil mi?
Kurban Bayramı, bizlere merhameti, sevgiyi,
affı, paylaşımı, birlik ve beraberliği hatırlatıyor. Ailemizden
böyle gördük—bayram, sadece bir gelenek değil,
kalpten gelen bir kıymettir.
Ve o yüzden, bu bayram da ellerimizi açıp
dua ederken, sofralarımızı paylaşırken, sevgimizi çoğaltırken güzel
bir hatıra bırakmayı unutmayalım.
Herkese bereketli, huzurlu ve kalpten gelen
iyilikle dolu bir bayram diliyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder