19 Haziran 2025 Perşembe

IŞIK TAŞIYAN ÇOCUKLAR

IŞIK TAŞIYAN ÇOCUKLAR

‘Güneşin Doğduğu Sabah’ 

Küçük bir Anadolu kasabasında, sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Yusuf, penceresinden uzanan daracık sokaklara baktı. Evlerin arasından sızan güneş, taş duvarları altın rengine boyuyordu. Annesinin sesi mutfaktan geldi: 

"Yusuf, kahvaltı hazır! Okula geç kalacaksın!" 

Yusuf, çantasını kaparken gözüne ilişen bir poster durdu: "Köklerinden Geleceğe Proje Yarışması". Kalbi hızlandı. Bu proje, sadece bir ödev değil, içinde biriktirdiği sorulara cevap bulma fırsatıydı. 

‘Sorularla Dolu Bir Sınıf’

Okulun tahta kapısından içeri girerken, öğretmenin tahtaya yazdığı cümle dikkatini çekti: 

"Medeniyetinden istikamet alan bir gençlik..."

Sınıfta herkes proje konularını tartışıyordu. *Ayşe, Mevlana'nın şiirlerini anlatacaktı. Mehmet, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethini canlandıracaktı. Yusuf ise parmak kaldırdı: 

"Öğretmenim, ben Asım'ın neslini anlatmak istiyorum."

Sınıfta bir sessizlik oldu. Kimse tam olarak ne demek istediğini anlamamıştı. Öğretmen gülümsedi: 

"Peki, Yusuf, bunu nasıl yapacaksın?" 

Yusuf'un gözleri parladı: 

"Önce onu anlamam lazım."

‘Dedenin Sandığındaki Hazine’ 

Yusuf, okul çıkışı doğruca dedesinin evine koştu. İdris Dede, bahçedeki ceviz ağacının altında oturmuş, eski bir kitap okuyordu. Yusuf nefes nefese sordu: 

"Dede, Asım'ın nesli kimdir?"

Dede, gözlüğünü burnunun ucuna indirdi: 

"Oğlum, Asım'ın nesli, Mehmet Akif'in hayal ettiği gençliktir. Vatanı için canını verir ama haksızlık karşısında dimdik durur. Bilgisiyle övünmez, bilgisizliğe boyun eğmez." 

Yusuf, dedesinin yanına oturdu. Dede, sandığından sararmış bir defter çıkardı: 

"Bak, burada Akif'in şiirleri var. Oku da anla." 

Yusuf, "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem..." diye başlayan mısraları okurken, içinde bir ateş yandı. 

Kütüphanedeki Sır

Ertesi gün, Yusuf okul kütüphanesine gitti. Sezai Karakoç'un kitaplarını arıyordu. Kütüphaneci teyze, ona küçük bir kitap uzattı: 

"Diriliş Nesli'nin Amentüsü" 

Yusuf, kitabın sayfalarını çevirirken bir cümle gözüne çarptı: 

"İnsan, yitik cennetini ancak dirilişle bulur." 

Bu söz, Yusuf'un zihninde bir şimşek gibi çaktı. "Ben de dirilişe hazır olmalıyım," diye düşündü. 

Sahnedeki Yankı

Okulda bir tiyatro yarışması düzenleniyordu. Yusuf, Necip Fazıl'ın "Bir Gençlik, Bir Gençlik..." şiirini okuyacaktı. Sahneye çıktığında, kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. 

"Kim var?' diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan 'Ben varım!' diyen bir gençlik.. 

Sesindeki kararlılık, salondaki herkesi etkiledi. Öğretmenler bile gözlerini silmek zorunda kaldı. 

İmam Amca'nın Öğüdü 

Cuma namazından sonra, Yusuf mahalle camisinin imamıyla konuştu: 

"Hocam, Erbakan Hoca'nın 'Önce ahlak ve maneviyat' sözünü nasıl anlamalıyız?" 

İmam, Yusuf'un omzuna dokundu: 

"Evladım, bir bina yaparsın, ama temeli sağlam değilse yıkılır. İnsanın temeli de ahlaktır. Bilgi sonra gelir." 

Yusuf, bu sözleri defterine not aldı. 

Proje Günü

Nihayet proje sunumu günü geldi. Yusuf, sınıfa girdiğinde herkesin gözü ondaydı. Tahtaya çıktı ve bir video oynattı. Ekranda, *Mehmet Akif, Sezai Karakoç, Necip Fazıl ve Erbakan Hoca'nın sözleri canlandırılıyordu. 

Sonra Yusuf, sınıfa döndü ve şunları söyledi: 

"Ben, bu büyük insanlardan öğrendiklerimle kendimi yetiştirmek istiyorum. Cesaretle 'Ben varım!' diyebilen, ahlakıyla örnek olan, bilgisini paylaşan bir genç olmak istiyorum." 

Sınıfta bir alkış tufanı koptu. Öğretmenin gözleri dolmuştu: 

"Yusuf, sen zaten Asım'ın neslindensin." 

Yolun Sonu Değil, Başı 

O günden sonra Yusuf, okulda "Işık Taşıyan Çocuklar" adında bir grup kurdu. Arkadaşlarıyla birlikte, her hafta bir büyük şahsiyeti araştırıp sunuyorlardı. 

Bir gün, dedesi ona sordu: 

"Yusuf, şimdi ne yapmak istiyorsun?" 

Yusuf gülümsedi: 

"Dede, artık ben de başkalarına ışık olmak istiyorum."

Yusuf'un hikâyesi, küçük bir kasabada başladı ama yüreğindeki ateş, bir gün büyük bir meşaleye dönüşecekti. Çünkü o, ‘köklere tutunarak geleceği inşa eden’ bir gençti. 

"Işık taşıyan çocuklar, karanlığa meydan okur."

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder