4688
SAYILI SENDİKALAR YASASINA GİDEN SÜREÇ
EROL BATTAL
4688
Sayılı Kamu Görevlileri Sendika Yasası çıkmadan önce yaşanan hukukî ve fiili
bir süreç var. Bu süreç 1990’lı yıllarla birlikte memurların vermiş oldukları
mücadele ile başladı. Memurların fiili olarak başlattıkları örgütlenme
çalışmaları mahkeme süreçlerini başlattı. Bu süreçle birlikte memurlar
örgütlenme noktasında yaşadıkları sıkıntı ve cezalarla birlikte belli
kazanımlarda elde ettiler. Bunlardan
birincisi, Danıştay 1. Dairesi
22.04.1992 tarih, 1992/136 esas ve 1992/147
sayılı kararıyla sendika kurmanın Anayasa’ya aykırı olmadığına karar
vermesidir.
Memurların
sendika kurma, sendikalara üye olma
hakları aşağıda isimleri yazılı uluslararası sözleşmelerle de güvenceye
bağlanmıştır :
a) İnsan Hakları Evrensel Bildirisi
b) İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler
Avrupa Sözleşmesi
c) Avrupa Sosyal Şartı
d) Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkının
Korunmasına İlişkin 98 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Sözleşmesi
e) Sendika Özgürlüğüne ve örgütlenme
hakkının korunmasına ilişkin 87 sayılı İLO Sözleşmesi
f) Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının
Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine ilişkin 151 sayılı
İLO Sözleşmesi
Anayasa’nın
90. maddesine göre, yürürlüğe konulmuş
uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir.
Nitekim
Başbakanlık da 15.06.1993 tarih ve 15 sayılı genelgesinde : “… kamu
görevlilerinin sendika kurma,
sendikalara üye olma, sendikal
etkinliklerde bulunma yolundaki başvuru girişimlerini engellememesi … yayınlar
çıkarma, çeşitli toplantılar
düzenleme, kültürel ve sanatsal
etkinliklerde bulunmalarını kısıtlayıp yasaklamamasını” valilere bildirmiştir.
Daha sonra 23.07.1995 tarihinde Anayasa’nın 53. maddesi ve 12.06.1997 tarihinde de 657 sayılı Devlet Memurları
Yasası’nın, mülga 22. maddesinin yeniden
ihyasından sonra Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü 20.11.1997
gün ve 1997/70 sayılı Genelgesini yayınlamıştır. Bu genelgede ; üyelik aidatlarının
aylıklardan kesilerek sendika hesabına yatırılacağı, kamu görevlilerinin sendikal etkinliklerde
bulunma yolundaki başvuru girişimlerinin engellenmemesi ve etkinliklerde
bulunmalarının kısıtlanıp yasaklanmaması,
sendika yöneticisi ve üyelerine sendikal çalışmaları nedeniyle disiplin
cezaları uygulanmaması, sendikaların
kanunlar çerçevesindeki etkinliklerine müdahale edilmemesi hususlarına yer
verilmiştir.
Bu
mahkeme ve genelgeler sürecinde sendika yasası da meclise getirildi. Bu dönemde
MEMUR-SEN ve KESK bu yasa tasarısına karşı yoğun bir tepki ortaya koydular.
Çünkü tasarıda grev ve toplu sözleşme hakkı verilmiyordu. Bu tepkiler üzerine
yasa 18. maddesi kabul edildiği halde geri çekildi. Bundan sonra 2001 yılı
Haziran ayına kadar yine sendikacılık genelge ve mahkeme kararlarıyla şekil
aldı.
05.08.1999
tarih ve 1999/44 sayılı Başbakanlık Genelgesinde de aynı kurallar tekrarlanmış
ve sendika üyesi kamu görevlilerinin başvuruları halinde üyelik aidatlarının
aylıklarından kesilerek sendika hesabına aktarılabileceği vurgulanmıştır.
Yargıtay
4. Ceza Dairesi 17.02.2000 tarih ve 2000/780 sayılı ilâmıyla. “Ancak ; öğretmen
olan sanıkların suç tarihinde kamu sendikalarınca alınan karar uyarınca
görevlerini geçici olarak yapmadıkları,
ikrarlarıyla dosya kapsamından anlaşılmış olması karşısında 23.07.1993
tarihinde 4121 sayılı yasayla, Anayasa’nın
53. maddesiyle, 12.06.1997 tarihli 4275
sayılı yasanın 22. maddesinde yapılan değişikliklerle, sanıkların konumundaki kimselere sendika
kurma ve bu tür kuruluşlara girme hakkı sağlanmış olmasına ve 1993 yılında TBMM
tarafından onaylanarak Anayasa’nın 90. maddesine göre iç hukuk halini alan
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 87 ve 151 sayılı sözleşmelerinde de, sendikanın amaçları doğrultusunda üyelere
etkinlikte bulunma olanağı sağlanmış olması sonucunda sanıkların eylemlerinde
suç öğelerinin oluşmadığı…, yasaya
aykırı ve …. temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA …” kararı verilmiştir.
Yukarıda
açıklanan Yargıtay 4. Ceza Dairesinin Kararı ile Başbakanlık Genelgesi kamu
çalışanlarına sendikal haklar alanında yeni ve ek güvenceler sağladığının bir
göstergesidir. Bu şu ana kadar ki sendikal çalışmaların bir sonucu ve ilk
aşamasıdır.
Bu
karardan sonra yine MEMUR-SEN ve KESK ’in grev ve toplu sözleşme hakkı
verilmediği için kitlesel basın açıklamalarıyla, mitinglerle karşı çıkmalarına rağmen
özellikle hükümette MHP olduğu için KAMU-SEN
‘in desteğiyle 25.06.2001 tarihinde 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika
Kanunu çıkarıldı.
Başbakanlık
6 Haziran 2002 gün ve 17 sayılı genelgesinde de ;
“4688
sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun uygulanabilirliği, toplumsal uzlaşma ve demokrasi kültürünün
geliştirilmesi ve çalışma barışının sürekliliğinin sağlanması açısından ;
Kamu
görevlilerinin sendika ve üst kuruluş kurma,
sendikalara üye olma sendikal etkinliklerde bulunma yolundaki
başvurularının engellenmemesi,
Sendikaların
kendilerini ve çalışmalarını tanıtıcı yayınlar yapmak, toplantılar düzenleme, sosyal,
kültürel ve sanatsal etkinliklerde bulunmalarının kısıtlanıp
yasaklanmaması,
Gerektiğinde
sendika yöneticileri ile diyaloğa girilerek işbirliği yapılması, görüş ve önerilerinin alınması,
Hususlarında
her düzeydeki kamu görevlilerince gereken duyarlılık ve kolaylık
gösterilecektir.” görüşü yer almıştır.
Sendikamızın
bundan sonraki hedefi her platformda sendikal mücadele biçiminin bütün
etkinliklerini kullanarak, sendika
yasasında değişiklik yapılmasıyla grevli,
toplu sözleşmeli bir sendika yasasına kavuşmak olacaktır.
4688
SAYILI KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNU’NUN GENEL ÇERÇEVESİ
1-
Sendika kurulabilecek iş kolu sayısı on birdir. Eğitim iş kolu da bunlardan
biridir.
2-
Sendika kurmak için fazla bürokratik engel yoktur. Memuriyette iki yılını
tamamlayan bir gurup bir araya gelerek, önceden izin almaksızın sendika
kurabilir.
3-
Sendikaların uyması gereken seçim usul ve esasları son derece demokratiktir. Üç
yılda bir olağan genel kurul yapılır. Lüzumu halinde üç yılı beklemeksizin
olağanüstü genel kurula gidebilir.
4-
Sendikaya üye olmak ve sendikadan istifa etmek son derece kolaydır. Matbu
üyelik formunu ya da istifa formunu doldurmak yeterlidir.
5-
Birden fazla sendikaya üye olunamaz. Sendika üyesi aidat kestirmek zorundadır.
6-
Mülki idare amirleri, TSK ve MİT mensupları, denetim elemanları, emniyet
mensupları, yüz veya daha fazla kamu görevlisinin çalıştığı iş yerlerinin en
üst amiriyle yardımcıları, ceza infaz memurları, yargı mensupları, rektörler,
dekanlar vb. sendika kuramazlar sendikaya üye olamazlar.
7-
Bir sendika birden fazla konfederasyona üye olamaz. Sendikaların amaçlarına
uygun uluslararası kuruluşlara üye olmaları serbesttir.
8-
Konfederasyon ve sendika genel merkez yönetim kurulu üyeleri ve şube
yöneticileri ücretsiz izine ayrılırlar, maaşlarını sendika öder.
9-
Şube olabilmek için 500 üyeye ulaşmak şarttır. Maaşlarını sendika vermek
şartıyla şube yönetim kurulundan (şubedeki üye sayısına göre) bir ya da daha
fazla kişi ücretsiz izine ayrılabilir. 500 ile 3000 arası bir kişi, 3001 ile
5000 arası iki kişi…
10-
Ücretsiz izine ayrılıp da sendikadaki görevleri sona erenler eski işlerine geri
dönerler.
11-
Sendikalar başta toplu görüşme hakkı olmak üzere üyelerinin her türlü hak ve
menfaatini koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
12-
Sendikalar anayasaya aykırı hareket edemezler. Kamu kurum ve kuruluşlarından,
siyasî partilerden yardım alamaz, onlara yardım edemezler.
13-
Sendikalar siyasî partilerde görev alamazlar, ticaretle uğraşamazlar.
14-
Yüksek İdari Kurul, Kamu İşveren Kuruluna görüş bildirir ve toplu görüşmelerle
belirlenen metinlerin uygulanmasını izler. Bu kurulda en büyük üç konfederasyon
temsilci bulundurur.
15-
Kurum düzeyinde memurların çalışma koşulları ve kanunların herkese eşit
uygulanması konularında görüş bildirmek üzere Kurum İdari Kurulları
oluşturulur. Kurum İdari Kurulunda söz hakkı o iş kolundaki en büyük sendikanındır.
16-
Kamu görevlisi yirmiyi aşan işyerlerinde işyeri sendika temsilcisi bulunur. O
iş yerindeki en büyük sendika işyeri temsilcisi seçme hakkına sahiptir. İşyeri
temsilcisi üyelerinin işyeri veya işverenle ilgili sorunlarını dinler, ilgili yerlere
iletir. Aradaki iletişimi sağlar.
17-
Sendikaların geliri esas itibariyle üye aidatlarına dayanır. Kanun çerçevesinde
yapacağı faaliyetlerden gelir elde edilebilir. Bağış ve yardım alabilir.
Sendikalar çok az bir tutar hariç tüm gelirlerini bankaya yatırmak zorundadır.
18-
Aylık ödenti tutarı on beşinci derecenin birinci kademesinden aylık alan devlet
memurunun maaşının otuzda birinden fazla olamaz. (Bütün sendikalar maaşın binde
beş kadar aidat kestirmektedir. Bu da örneğin 450 milyon TL maaş alan bir
memurdan 2, 5 milyon TL aidat kesilmesi demektir.)
19-
Sendikalar gelirlerinin en az % 10’unu üyelerinin meslekî bilgi ve
tecrübelerini artırmak için kullanmak zorundadırlar.
20-
Sendikalar, yönetici ve üyelerine ya da
diğer kişi ve kuruluşlara borç para veremezler.
21-
Sendikaların her türlü malî ve idarî denetimi, denetim yetkisine sahip kişiler
tarafından gerçekleştirilir.
22-
Toplu görüşmeye her iş kolundan birinci olan sendika ile konfederasyonu
katılır. Buna göre toplu görüşme masasına farklı sendika ve konfederasyonlar
oturabilecektir.
23-Sendikalarla
kamu işvereni anlaşamazsa bağımsız kişilerden oluşan Uzlaştırma Kurulu devreye
girer. Uzlaştırma Kurulu
-varsa-
itiraz şerhleriyle birlikte raporunu Bakanlar Kuruluna sunar.
24-
Her yıl 31 Mayıs itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından
sendikaların üye sayıları ilân edilir. En çok üyeye sahip sendika yetkiyi alır.
İtirazlar kanunî bir süreç içinde yapılabilir.
25-
Sendika ve konfederasyonlar birbirleriyle birleşme, birbirin- den ayrılma kararı alabilir.
26-
Anayasaya aykırı hareket eden sendikalar kapatılabilir. Sendika kanununa aykırı
hareket eden sendikalara çeşitli cezalar öngörülmüştür.
27-
Sendikalar bütün işleyişini 13 Nisan 2002 tarihine kadar 4688 sayılı yasaya uydurmak zorundadır.
28-
Temmuz 2002 tarihinden sonra yüzde beş barajını aşamayan sendikalar üyelik
aidatı kestiremezler. Geliri olmayan sendika ayakta duramaz. Eğitim iş kolunda
yüzde beş barajı 35000 memur demektir
29-
konfederasyon oluşabilmesi için en az beş değişik iş kolundaki sendikanın bir
araya gelmesi gerekir.
30-
Yetkili sendikaların hükümetler nezdinde elde ettiği kazanımlardan sendika
üyesi olmayanlarda faydalanır. Ancak hiçbir sendikaya üye olmayanların o iş
kolundaki sendikaya dayanışma aidatı ödemesi söz konusu olabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder