3 Ağustos 2017 Perşembe

4688 SAYILI SENDİKALAR YASASINA GİDEN SÜREÇ

4688 SAYILI SENDİKALAR YASASINA GİDEN SÜREÇ
                                                                                                               EROL BATTAL
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendika Yasası çıkmadan önce yaşanan hukukî ve fiili bir süreç var. Bu süreç 1990’lı yıllarla birlikte memurların vermiş oldukları mücadele ile başladı. Memurların fiili olarak başlattıkları örgütlenme çalışmaları mahkeme süreçlerini başlattı. Bu süreçle birlikte memurlar örgütlenme noktasında yaşadıkları sıkıntı ve cezalarla birlikte belli kazanımlarda elde ettiler.           Bunlardan birincisi,  Danıştay 1. Dairesi 22.04.1992 tarih,  1992/136 esas ve 1992/147 sayılı kararıyla sendika kurmanın Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermesidir.
Memurların sendika kurma,  sendikalara üye olma hakları aşağıda isimleri yazılı uluslararası sözleşmelerle de güvenceye bağlanmıştır :
a) İnsan Hakları Evrensel Bildirisi
b) İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Avrupa Sözleşmesi
c) Avrupa Sosyal Şartı
d) Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkının Korunmasına İlişkin 98 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Sözleşmesi
e) Sendika Özgürlüğüne ve örgütlenme hakkının korunmasına ilişkin 87 sayılı İLO Sözleşmesi
f) Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine ilişkin 151 sayılı İLO Sözleşmesi
Anayasa’nın 90. maddesine göre,  yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir.
Nitekim Başbakanlık da 15.06.1993 tarih ve 15 sayılı genelgesinde : “… kamu görevlilerinin sendika kurma,  sendikalara üye olma,  sendikal etkinliklerde bulunma yolundaki başvuru girişimlerini engellememesi … yayınlar çıkarma,  çeşitli toplantılar düzenleme,  kültürel ve sanatsal etkinliklerde bulunmalarını kısıtlayıp yasaklamamasını” valilere bildirmiştir. Daha sonra 23.07.1995 tarihinde Anayasa’nın 53. maddesi ve 12.06.1997  tarihinde de 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın,  mülga 22. maddesinin yeniden ihyasından sonra Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü 20.11.1997 gün ve 1997/70 sayılı Genelgesini yayınlamıştır.  Bu genelgede ; üyelik aidatlarının aylıklardan kesilerek sendika hesabına yatırılacağı,  kamu görevlilerinin sendikal etkinliklerde bulunma yolundaki başvuru girişimlerinin engellenmemesi ve etkinliklerde bulunmalarının kısıtlanıp yasaklanmaması,  sendika yöneticisi ve üyelerine sendikal çalışmaları nedeniyle disiplin cezaları uygulanmaması,  sendikaların kanunlar çerçevesindeki etkinliklerine müdahale edilmemesi hususlarına yer verilmiştir.
Bu mahkeme ve genelgeler sürecinde sendika yasası da meclise getirildi. Bu dönemde MEMUR-SEN ve KESK bu yasa tasarısına karşı yoğun bir tepki ortaya koydular. Çünkü tasarıda grev ve toplu sözleşme hakkı verilmiyordu. Bu tepkiler üzerine yasa 18. maddesi kabul edildiği halde geri çekildi. Bundan sonra 2001 yılı Haziran ayına kadar yine sendikacılık genelge ve mahkeme kararlarıyla şekil aldı.
05.08.1999 tarih ve 1999/44 sayılı Başbakanlık Genelgesinde de aynı kurallar tekrarlanmış ve sendika üyesi kamu görevlilerinin başvuruları halinde üyelik aidatlarının aylıklarından kesilerek sendika hesabına aktarılabileceği vurgulanmıştır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 17.02.2000 tarih ve 2000/780 sayılı ilâmıyla. “Ancak ; öğretmen olan sanıkların suç tarihinde kamu sendikalarınca alınan karar uyarınca görevlerini geçici olarak yapmadıkları,  ikrarlarıyla dosya kapsamından anlaşılmış olması karşısında 23.07.1993 tarihinde 4121 sayılı yasayla,  Anayasa’nın 53. maddesiyle,  12.06.1997 tarihli 4275 sayılı yasanın 22. maddesinde yapılan değişikliklerle,  sanıkların konumundaki kimselere sendika kurma ve bu tür kuruluşlara girme hakkı sağlanmış olmasına ve 1993 yılında TBMM tarafından onaylanarak Anayasa’nın 90. maddesine göre iç hukuk halini alan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 87 ve 151 sayılı sözleşmelerinde de,  sendikanın amaçları doğrultusunda üyelere etkinlikte bulunma olanağı sağlanmış olması sonucunda sanıkların eylemlerinde suç öğelerinin oluşmadığı…,  yasaya aykırı ve …. temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden  HÜKÜMLERİN BOZULMASINA …” kararı verilmiştir.
Yukarıda açıklanan Yargıtay 4. Ceza Dairesinin Kararı ile Başbakanlık Genelgesi kamu çalışanlarına sendikal haklar alanında yeni ve ek güvenceler sağladığının bir göstergesidir. Bu şu ana kadar ki sendikal çalışmaların bir sonucu ve ilk aşamasıdır.
Bu karardan sonra yine MEMUR-SEN ve KESK ’in grev ve toplu sözleşme hakkı verilmediği için kitlesel basın açıklamalarıyla,  mitinglerle karşı çıkmalarına rağmen özellikle hükümette MHP olduğu için KAMU-SEN  ‘in desteğiyle 25.06.2001 tarihinde 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika Kanunu çıkarıldı.
Başbakanlık 6 Haziran 2002 gün ve 17 sayılı genelgesinde de ;
“4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun uygulanabilirliği,  toplumsal uzlaşma ve demokrasi kültürünün geliştirilmesi ve çalışma barışının sürekliliğinin sağlanması açısından ;
Kamu görevlilerinin sendika ve üst kuruluş kurma,  sendikalara üye olma sendikal etkinliklerde bulunma yolundaki başvurularının engellenmemesi,
Sendikaların kendilerini ve çalışmalarını tanıtıcı yayınlar yapmak,  toplantılar düzenleme,  sosyal,  kültürel ve sanatsal etkinliklerde bulunmalarının kısıtlanıp yasaklanmaması,
Gerektiğinde sendika yöneticileri ile diyaloğa girilerek işbirliği yapılması,  görüş ve önerilerinin alınması,
Hususlarında her düzeydeki kamu görevlilerince gereken duyarlılık ve kolaylık gösterilecektir.” görüşü yer almıştır.
Sendikamızın bundan sonraki hedefi her platformda sendikal mücadele biçiminin bütün etkinliklerini kullanarak,  sendika yasasında değişiklik yapılmasıyla grevli,  toplu sözleşmeli bir sendika yasasına kavuşmak olacaktır.
4688 SAYILI KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNU’NUN GENEL ÇERÇEVESİ
1- Sendika kurulabilecek iş kolu sayısı on birdir. Eğitim iş kolu da bunlardan biridir.
2- Sendika kurmak için fazla bürokratik engel yoktur. Memuriyette iki yılını tamamlayan bir gurup bir araya gelerek, önceden izin almaksızın sendika kurabilir.
3- Sendikaların uyması gereken seçim usul ve esasları son derece demokratiktir. Üç yılda bir olağan genel kurul yapılır. Lüzumu halinde üç yılı beklemeksizin olağanüstü genel kurula gidebilir.
4- Sendikaya üye olmak ve sendikadan istifa etmek son derece kolaydır. Matbu üyelik formunu ya da istifa formunu doldurmak yeterlidir.
5- Birden fazla sendikaya üye olunamaz. Sendika üyesi aidat kestirmek zorundadır.
6- Mülki idare amirleri, TSK ve MİT mensupları, denetim elemanları, emniyet mensupları, yüz veya daha fazla kamu görevlisinin çalıştığı iş yerlerinin en üst amiriyle yardımcıları, ceza infaz memurları, yargı mensupları, rektörler, dekanlar vb. sendika kuramazlar sendikaya üye olamazlar.
7- Bir sendika birden fazla konfederasyona üye olamaz. Sendikaların amaçlarına uygun uluslararası kuruluşlara üye olmaları serbesttir.
8- Konfederasyon ve sendika genel merkez yönetim kurulu üyeleri ve şube yöneticileri ücretsiz izine ayrılırlar, maaşlarını sendika öder.
9- Şube olabilmek için 500 üyeye ulaşmak şarttır. Maaşlarını sendika vermek şartıyla şube yönetim kurulundan (şubedeki üye sayısına göre) bir ya da daha fazla kişi ücretsiz izine ayrılabilir. 500 ile 3000 arası bir kişi, 3001 ile 5000 arası iki kişi…
10- Ücretsiz izine ayrılıp da sendikadaki görevleri sona erenler eski işlerine geri dönerler.
11- Sendikalar başta toplu görüşme hakkı olmak üzere üyelerinin her türlü hak ve menfaatini koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
12- Sendikalar anayasaya aykırı hareket edemezler. Kamu kurum ve kuruluşlarından, siyasî partilerden yardım alamaz, onlara yardım edemezler.
13- Sendikalar siyasî partilerde görev alamazlar, ticaretle uğraşamazlar.
14- Yüksek İdari Kurul, Kamu İşveren Kuruluna görüş bildirir ve toplu görüşmelerle belirlenen metinlerin uygulanmasını izler. Bu kurulda en büyük üç konfederasyon temsilci bulundurur.
15- Kurum düzeyinde memurların çalışma koşulları ve kanunların herkese eşit uygulanması konularında görüş bildirmek üzere Kurum İdari Kurulları oluşturulur. Kurum İdari Kurulunda söz hakkı o iş kolundaki en büyük sendikanındır.
16- Kamu görevlisi yirmiyi aşan işyerlerinde işyeri sendika temsilcisi bulunur. O iş yerindeki en büyük sendika işyeri temsilcisi seçme hakkına sahiptir. İşyeri temsilcisi üyelerinin işyeri veya işverenle ilgili sorunlarını dinler, ilgili yerlere iletir. Aradaki iletişimi sağlar.
17- Sendikaların geliri esas itibariyle üye aidatlarına dayanır. Kanun çerçevesinde yapacağı faaliyetlerden gelir elde edilebilir. Bağış ve yardım alabilir. Sendikalar çok az bir tutar hariç tüm gelirlerini bankaya yatırmak zorundadır.
18- Aylık ödenti tutarı on beşinci derecenin birinci kademesinden aylık alan devlet memurunun maaşının otuzda birinden fazla olamaz. (Bütün sendikalar maaşın binde beş kadar aidat kestirmektedir. Bu da örneğin 450 milyon TL maaş alan bir memurdan 2, 5 milyon TL aidat kesilmesi demektir.)
19- Sendikalar gelirlerinin en az % 10’unu üyelerinin meslekî bilgi ve tecrübelerini artırmak için kullanmak zorundadırlar.
20- Sendikalar,  yönetici ve üyelerine ya da diğer kişi ve kuruluşlara borç para veremezler.
21- Sendikaların her türlü malî ve idarî denetimi, denetim yetkisine sahip kişiler tarafından gerçekleştirilir.
22- Toplu görüşmeye her iş kolundan birinci olan sendika ile konfederasyonu katılır. Buna göre toplu görüşme masasına farklı sendika ve konfederasyonlar oturabilecektir.
23-Sendikalarla kamu işvereni anlaşamazsa bağımsız kişilerden oluşan Uzlaştırma Kurulu devreye girer. Uzlaştırma Kurulu
-varsa- itiraz şerhleriyle birlikte raporunu Bakanlar Kuruluna sunar.
24- Her yıl 31 Mayıs itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından sendikaların üye sayıları ilân edilir. En çok üyeye sahip sendika yetkiyi alır. İtirazlar kanunî bir süreç içinde yapılabilir.
25- Sendika ve konfederasyonlar birbirleriyle birleşme,  birbirin- den ayrılma kararı alabilir.
26- Anayasaya aykırı hareket eden sendikalar kapatılabilir. Sendika kanununa aykırı hareket eden sendikalara çeşitli cezalar öngörülmüştür.
27- Sendikalar bütün işleyişini 13 Nisan 2002 tarihine kadar  4688 sayılı yasaya uydurmak zorundadır.
28- Temmuz 2002 tarihinden sonra yüzde beş barajını aşamayan sendikalar üyelik aidatı kestiremezler. Geliri olmayan sendika ayakta duramaz. Eğitim iş kolunda yüzde beş barajı 35000 memur demektir
29- konfederasyon oluşabilmesi için en az beş değişik iş kolundaki sendikanın bir araya gelmesi gerekir.

30- Yetkili sendikaların hükümetler nezdinde elde ettiği kazanımlardan sendika üyesi olmayanlarda faydalanır. Ancak hiçbir sendikaya üye olmayanların o iş kolundaki sendikaya dayanışma aidatı ödemesi söz konusu olabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder