1990
SONRASI KURULAN EĞİTİM SENDİKALARI
EROL BATTAL
1.Eğitim-Bir-Sen
2.Eğitim-Sen
3.Demokrat
Eğitimciler Sendikası (DES)
4.Türk
Eğitim-Sen
5.Bağımsız
Eğitimciler Sendikası (BES)
6.Tüm
Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası (Tem-Sen)
7.Ulusal
Eğitimciler Sendikası (UES)
8.Hürriyetçi Eğitim Bilimleri ve Hizmetleri Sendikası (Hür
Eğitim-Sen)
EĞİTİM-SEN
23
Ocak 1995’te Ankara’da eğitim, bilim ve kültür iş kolunda faaliyet göstermek
için KESK’e bağlı olarak kuruldu .
Eğitim-Sen
13 Kasım 1990’da kurulan Eğit-Sen ve 28 Mayıs 1990’da kurulan Eğitim-İş’in
birleşmesiyle oluştu.
Aslında
Eğitim-Sen’in 18 Şubat 1988’de kurulduğunu söylemekte mümkündür. Çünkü bu
tarihte kurulan Eğit-Der ’in amaçlarından biri , öğretmenlerin sendika kurmasını sağlamaktır.
Çeşitli nedenlerle görevden uzaklaştırılan ve emekli olan öğretmenler
tarafından kurulan dernek içerisinden Eğitim-İş ve Eğit-Sen’i çıkarmış bu iki
sendika’da birleşerek Eğitim-Sen’i oluşturmuşlardır.
Sendikanın
Yönetim Kurulu, Genel Başkanı dahil 4 kişi Eğit-Sen, Genel Sekreter dahil 5 kişi Eğitim-İş’ten
olmak üzere 9 kişiden meydana getirildi..
Sendika
kuruluşundan 6 ay sonra 1. Olağan Kurulu’nu 22-23 Temmuz 1995’te yaptı. Genel
Başkanlığa Kemal Behçet Bal seçildi.
Sendika
2. Genel Kurulu’nu da 5-6-7 Temmuz 1996’da yaptı Genel Başkanlığa yine Kemal Behçet
BAL seçildi. Şimdiki Genel Başkanı ise Alaaddin Dinçer’dir.
Sendika
başlangıçta sol düşüncenin bütün renklerini bünyesinde topladı. Diğer sol örgüt
ve marjinal partilerle birlikte büyük mitingler de düzenledi. Ancak zaman
içerisinde bu mitinglerin çalışanların haklarının korunması için değil,
ideolojik amaçlar için kullanıldığı üyeler tarafından görüldü. Bu nedenle son
yıllarda bağımsız olarak hiçbir miting yapamaz oldu. Çünkü düzenlenen
mitinglere çoğunluğu yönetici 100 kişiden fazla kamu çalışanı katılmıyor.
Bu
durumu “Türkiye’de Eğitim Politikaları ve Sivil Toplum “ isimli kitaplarında
Doç. Dr. Muharrem Güneş şöyle özetlemektedir.
Bu
sendikacılık anlayışı “grupçuluk anlayışını yeterince aşamamış olmasıdır. Grup
programlarının sınıfsal mücadelelerine denk düşmeyen sendikal mücadelede olması
gerekenden çok siyasal işlevle yükümlü olması ve öngördükleri pratik taleplerin
olumsuzlukları sendikal hareketin kapsamında daraltıcı bir etken olmuştur.”
Son
bir yıl içerisinde ise yoğun bir şekilde sendikada çözülme başladı. Bu
çözülmenin önüne geçmek için ya sun’i gündemler oluşturmaya çalışmaktalar veya
istifa eden üyelerin istifa formlarını Çalışma Bakanlığı’na
göndermemektedirler.
DEMOKRAT
EĞİTİMCİLER SENDİKASI (DES)
Herhangi
bir konfederasyona bağlı olmayan DES Doğru Yol Partisi’ne yakın bir sendika olarak tanındı. MEB’nın DYP
’de olduğu dönemde özellikle okul müdürleri tarafından örgütlenen sendika şu an
varlığını kaybetmiştir.
TÜRK
EĞİTİM-SEN
19
Şubat 1992’de Ankara’da , Türkiye Eğitim
ve Öğretim Hizmet Kolu Çalışanları adıyla kuruldu.
Sendikanın
ilk yönetim kurulunda, halen başkan olan
Şuayb Özcan, Hanım Cevher, Şeref Dilmen görev aldılar.
13
Aralık 1992’de yapılan 1. Olağan Kurulda Genel Baş-kanlığa Şuayb Özcan
getirildi.
22
Haziran 1992’de kurulan Türkiye
Kamu-Sen’e katıldı.
Sendikanın
Tüzüğü Türkiye Kamu-Sen’e bağlı diğer sendikalarla tek tip hazırlandı.
Kamu-Sen’e
bağlı Türk Eğitim-Sen ve Türk Sağlık-Sen dışındaki sendikaların tamamının
Kamu-Sen’in kuruluşundan 4 gün önce aynı büroda üst düzey bürokratlar
tarafından kurulmuş olması “devlet güdümlü olmak, kamu çalışanlarının sendikal mücadelelerini
bölmek, sarı sendikacılık yapmak ”
olarak değerlendirildi.
Bu
değerlendirmeyi haklı kılacak çalışmalar da yapıldı.
Türkiye
Kamu-Sen hükümete sunduğu “Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Taslağında, bir sendikanın en temel gücü olan “toplu iş
sözleşmesi” ve “grev” hakkına yer vermemesi,
oldukça çok eleştirilince zaman içerisinde toplu iş sözleşmesi ve greve
isteklerinde yer verdiler ancak daha sonra 2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı
Sendikalar Yasasında grev ve toplu iş sözleşmesi olmamasına diğer sendikalar
karşı çıkarken Türkiye Kamu-Sen destek vermiştir.
Ancak
sendikal örgütlenmelerinin idareciler tarafından yapılması sendikanın
sendikacılık yapmasına engel olmuştur.
Sendikanın
bir siyasal partinin yan kuruluşu gibi değerlendirilmesi, özellikle Kamu-Sen’in ilk genel başkanı Ali
Işıklar ve diğer bazı yöneticilerinin MHP’den Milletvekili olmaları, sendikayı MHP iktidarı döneminde büyütmüş fakat
bu büyümeyle birlikte sendika üyesini değil,
Genel Başkanını bile koruyamaz duruma düşmüştür.
Resul
Akay’ın Devlet Bahçeli’nin talimatıyla Genel Başkanlıktan
uzaklaştırılmasıyla birlikte sendika
fiili olarakta MHP’nin eline geçmiştir, açıklamasını yine Akay yapmış ve
kendisinin MHP Milletvekili Orhan Şen tarafından tehdit edildiğini söylemiş ve
suç duyurularında bulunmuştur. Ayrıca MHP’nin bu müdahalesini Cumhurbaşkanı’na
da şikayet etmiştir.
Bu
süreçler sonrası Resul Akay ve arkadaşları Kamu-Sen’den ayrıldı. Ayrı bir konfederasyon kurdular.
Zaman içerisinde Kamu-Sen’den tek tek ve toplu kopuşlar yaşanmaya başladı.
Kamu-Sen’e
bağlı Türk Eğitim-Sen’de bu istifa sürecini en yoğun şekilde yaşamaya devam
ediyor.
BAĞIMSIZ
EĞİTİMCİLER SENDİKASI (BES)
Kamu-Sen’den
uzaklaştırılan Resul Akay daha sonra BASK’ı (Bağımsız Sendikalar
Konfederasyonu) kurdu.
BASK’a
bağlı olarak Ağustos 2003 tarihinde Gürkan Avcı tarafından da Bağımsız
Eğitimciler Sendikası kuruldu. Şu an üyesi olmayan sendikayla ilgili yazılı her
hangi bir belge bulunmamaktadır.
ULUSAL
EĞİTİMCİLER SENDİKASI (UES)
Kamil
Aydoğan tarafından kurulan USEK’e bağlı sendika 2003 yılında kendisini feshetti.
TÜM
EĞİTİMCİLER VE EĞİTİM MÜFETTİŞLRİ SENDİKASI (TEM-SEN)
1992
Aralık ayında kurulan sendika herhangi
bir konfederasyona bağlı değildir.Genellikle müfettişlerin üye olduğu
sendikanın 1500 civarında üyesi vardır. Genel Başkanlığını Mehmet Pınardağ’ın
yaptığı sendika etkin olamamış zamanla üyelerinin bir kısmını kaybetmiştir.
HÜR-EĞİTİM-SEN
Hürriyetçi
Eğitim Bilimleri ve Hizmetleri Sendikası şu an bir tabela sendikasıdır. Üyesi
yoktur. Çalışması yoktur.
Hür
Kamu-Sen isimli hiçbir iş kolunda üyesi bulunmayan konfederasyona bağlı sendikanın Genç Parti tarafından finanse
edildiği iddia edilmektedir.
İLK
ÖĞRETMEN GREVLERİ
2
Mayıs 1920 de kurulan Eğitim
Bakanlığında birçok eksik vardı. Eğitimle ilgili hiçbir bilgi tam değildi.
Hatta kaç okul var, ne kadar öğretmen
var bunlarda bilinmiyordu. Bunun yanında öğretmen maaşları oldukça düşük, yetersiz ve zamanında da ödenemiyordu. Bazen
8-10 ay maaşlarını alamadıkları olmuştu. Çok zor ekonomik şartlarda
yaşıyorlardı.
Bununla
beraber tayin, terfi, azil işlemleri de adil yürümüyordu. Bu konuda
da çok büyük sıkıntılar yaşanıyordu.
Öğretmenlerin
bu zor şartlardan kurtulmak ve seslerini duyurabilmek için II. Abdülhamit
döneminde maaş alamadıkları için gittikleri öğretmen grevinden sonra
gerçekleştirdikleri 2. Öğretmen grevidir.
1.
Grevde, 2. Grevde kendiliğinden gerçekleşmiştir. Belirgin bir organizasyon yoktur.
20
Ekim 1920 günü Tokat öğretmenleri greve gittiklerini bakanlığa bildirmişlerdir.
Bunun ardından 4 Aralık 1920 de çoğunluğu ilkokul öğretmenlerinden oluşan
Ankara öğretmenleri de greve giderek derslere girmemişlerdir. Aynı gün Milli
Eğitim Bakanı Rıza NUR konuyu Meclis’e getirir. Milletvekilleri öğretmenleri
haklı bulur ve bunun üzerine maaş ödemeleri yapılır.
Tokat, Ankara,
Yozgat öğretmen grevlerinden sonra Nisan 1921 de İstanbul öğretmenleri
greve gider. Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı grev, “amelelerin işidir” diyerek
greve karşı tavır alırlar. Öğretmen derneği Muallimler Cemiyeti ise gazetelere
ilân vererek “grevi desteklemiyoruz” duyurusunda bulunur. Bunun üzerine
öğretmenlerin büyük bir bölümü Muallimler Cemiyetinden istifa ederek “Mekatib-i
İptidaiye Muallim Cemiyeti” ni kurarlar.
Hükümetin
ve Eğitim Bakanı Reşit Bey’in karşı olmasına rağmen milletvekilleri öğretmen
grevini haklı bulmuş bunun üzerine öğretmenler maaşlarını almışlar. Ve 8 Nisan
1923‘de çıkan 326 sayılı kanunla öğretmen maaşları maarif vekaletinin
bütçesinden ödenmeye başlanmıştır.
DARÜLFÜNUN
GREVİ
1922
yılında Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) öğrencilerinin bazı öğretim
üyelerine karşı yaptıkları grev.
Peyam-ı
Sabah gazetesi yazarı Ali Kemal’in bir yazısı ve Feylesof Rıza Tevfik’in
“Fuzuli Türk değil, Acem’dir” demesi
üzerine öğrenciler Ali Kemal, Rıza
Tevfik, Cenap Şehabettin, Hüseyin Daniş ve Muallim Barsamyan’ın
üniversite hocalığından çıkarılmalarını istedi. Bunun için toplantılar
yapıldı, çeşitli yerlere afişler asıldı.
Muhataplar çeşitli zeminlerde kendilerini savundular. Üniversite hocalarına
sahip çıktı, öğrenciler greve gitti,
okul tatil edildi.12 Nisan 1922 de başlayan grev hocaların okuldan süresiz izne
ayrılmalarıyla 25 Ağustos 1922 de bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder