20 Şubat 2014 Perşembe

UZUN ADAM HEY!

Henüz gün doğmadan evvel uyanışlarından, avuçlarına dolan soğuk sudan tanırız seni. Kıblemiz birdir seninle, alnımızın değdiği secdelerden tanırız.

Gariplerin Sesi Olduğun İçin Sevdik Seni, Uzun Adam

Biz seni içimizden biri olduğun için sevdik. Yeditepeli şehrin arka sokaklarında, çocukların arasından yürüdüğün için… Sesimizi sırtlanıp taşıdığın için… Büyük bir gaye uğruna, umutsuzluğu ham hayale dönüştürmediğin için sevdik. Zorlu ve meşakkatli yollarda bizi bırakmadığın, bizden vazgeçmediğin için… Biz senin vazgeçmeyişlerini sevdik, Uzun Adam!

Yetimlerin Sahibi Olduğun İçin Sevdik

Biz senin sadece gündüzlerini değil, gecelerini de biliriz. Herkes kapısını kapatıp ışıklarını söndürdüğünde, senin gizlice sokaklara çıkışını… Kaldırım köşelerine, köprü altlarına sığınmış yetimleri nasıl toparladığını biliriz. Çaresiz ihtiyarları, torunlarına nasıl umut olacağını bilemeyen nineleri, yatalak babasına ilaç bulmak için çırpınan kızları, soğuktan titreyen çocuklarını omuzlarında taşıyan babaları nasıl sahiplenip sarıp sarmaladığını biliriz.

Fukara evlerinin alçak tavanlarına başın değmesin diye ayakkabılarını çıkardığını, alçaldıkça yücelttiğini biliriz. Annelerin dualarından tanırız seni, Uzun Adam!

Kimsesizlerin Kimsesi Olduğun İçin Sevdik

Sen, dokunulabilen bir umutsun. Seni sevdik çünkü ihtiyar analar evlatları gibi seslendi sana, babalar seni kendi oğulları bildi. Üsküp’te, Gostivar’da seni bekleyen dedeler, mahzun camilerinin taş duvarlarında yolunu gözledi. Priştine’de gelinlik kızlar, doğacak evlatlarına senin ismini vermeyi şart koştu. Bosna’da defterlerine yazıldı adın. Çünkü sen, umudusun tüm gurbetlerin…

Somali’de, Kenya’da, Sudan’da açlık ve susuzlukla hayata tutunmaya çalışan ellerin son umudu oldun. Arakan’da, dünyanın duymadığı sessiz çığlıkları haykıran itirazlı bir sesti senin sesin.

Gazze’nin Çığlığı Olduğun İçin Sevdik

“Bir dakika!” dedin ve zaman sarsıldı.
“Bir Filistin vardı ve bir Filistin hep olacak!” dedin, dünyaya haykırdın. Bombalar altındaki Gazzeli anaların çocuklarına verdiği isim oldun. Seninle birlikteydik o gün. Şahit olduk ve Mahşer günü de “Oradaydık, gördük” diyeceğiz Rabbimize…

Hilal’in Umudu Olduğun İçin Sevdik

Senin baş eğmez ve zapt edilemez sağ işaret parmağının ucunda, mazlumların “Lâ”ları var. La ilahe illallah diyenlerin parmak uçlarında tanırız seni. Zulme itirazsın, haksızlığa isyan… Hilal’in ve Hilal’lerin umudusun!

Tut ve Birleştir Bizi

Sen vazgeçmeyensin, Uzun Adam!
Toplayan, birleştiren, bitiştiren ve asla kapının dışında bırakmayan…
Davet eden, buyur eden, kollayan, destek olan, halden anlayan…

Biz belki yorgunuz, belki kırık, belki eksik, belki hatalıyız. Ama biz buyuz! Ve sen, bizi terk etmezsin, biliyoruz. Çünkü sende gayret var, sende sevgi var, sende gaye var, sende devlet var, Uzun Adam…

Sende Yusuf’un kardeşlerini affedişi kadar merhamet var.
Sende Yunus’un, halkı için titreyen yüreğinden bir iz var.
Sende Hz. Meryem’in sabrı, susma orucu var.
Sende Resulullah’ın, “Müminler ancak kardeştir” vasiyeti var.

Ve sende rıza var…
Her nefesinde, her imtihanda, “Allah içiniz ve Allah’a dönücülerdeniz” diyen bir teslimiyet var.

Tut bizi, Uzun Adam…
Ve birleştir kalplerimizi!