12 Ağustos 2025 Salı

HALKALI BAYTAR MEKTEBİ’NDE BİR ŞİİRİN DOĞUŞU

 

KALBİN DİLİ: HALKALI BAYTAR MEKTEBİ’NDE BİR ŞİİRİN DOĞUŞU

Halkalı Baytar Mektebi’nin rüzgâra açık avlusunda sonbaharın usul adımları hissediliyordu. Sararmış yapraklar taş döşeli koridorlara savruluyor, demir pencerelerden süzülen ışık, dershanedeki tozlu tahtayı altın bir çerçeve gibi aydınlatıyordu.
Duvardaki eski saat vakti ağır ağır sayarken, her tik tak sanki zamanı yutuyordu.

Sessiz Bir Öğrencinin Dünyası

Bir köşede, cılız bir sobanın başında oturan genç öğrenci, kalın defterinin kenarına şiir gibi duran cümleler karalıyordu. Adı Emin’di. Yoksul bir ailenin çocuğuydu ama ruhu zengindi. Her teneffüste ya kitaplara sarılır ya da gökyüzünü seyrederdi. En çok da susardı. Çünkü bazen susmak, konuşmaktan daha çok şey anlatırdı.

Edebiyat Hocasıyla Sessiz Bir Bağ

Bu sessizlik, mektebin edebiyat hocası Mehmet Bey’in dikkatini çekmişti. O da tıpkı Emin gibi, suskun bir şiirin içinde yürüyordu.
Bir gün Mehmet Bey, Emin’in elindeki defteri fark etti. Çocuk kapatmak istese de hoca nazikçe aldı ve ilk sayfaya baktı. Başlık yoktu. Sadece şu mısralar vardı:

“Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyliyemem…
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım…”

Hoca sustu. Bakışlarında ne küçümseme ne de abartılı bir övgü vardı—sadece anlamış olmanın sessizliği.

Şiir Nedir?

— Bunları yazarken ne düşündün, Emin?
— Bir şey düşünmedim hocam… İçimden öyle aktı.

Mehmet Bey gülümsedi. Cebinden sararmış kâğıtlar çıkardı.
— Bunlar benim gençlik yazılarım. Ama hiçbirini bastıramadım. Çünkü içimde hep bir ses vardı: Samimiyet yoksa, sanat değil, gösteriştir.
Sonra pencereden dışarı bakarak ekledi:
— Şiir, bazen susmaktır evlâdım. Bazen kelimenin yarısını söyleyip diğer yarısını kalbine saklamaktır. Gözyaşının mürekkep olduğu bir yer vardır, işte gerçek şiir oradan gelir.

Ve o an hocası, Emin’in kendi yazdığı dizeyi tamamladı:
“Şi’r için gözyaşı derler; onu bilmem yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım…”

Kelimelerin Susturduğu An

O gün Emin, yazmayı bırakmadı ama yazıya bakışını değiştirdi. Birkaç ay sonra hocasına yeni defterini sundu. İlk sayfasında şu not vardı:

“Oku, şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zira onu yazdım iki söz yazdımsa.”

Mehmet Bey defteri göğsüne bastırdı. Belki o gün o sınıfta bir şiir yazılmadı… ama bir kalp konuştu.
Ve Halkalı Baytar Mektebi’nin taş duvarlarında hâlâ o kalbin yankısı sürüyordu.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder