KALBİN DİLİ: SAFAHAT’TAN GELEN SESSİZ SES
Gecelerden bir geceydi…
Rüzgâr, pencerenin önündeki yaşlı çınarın yapraklarını savuruyor; mürekkep
lekeli defterin sayfaları, isli lambanın titrek ışığında hüzünle
kıpırdanıyordu. Masada tek başına oturan adam, kelimelerin suskunluğuyla
boğuşuyordu. Kalemi elinde donmuş gibiydi. Kalbi ne yazacağını bilmiyor,
bildiğini de dile getiremiyordu.
Yazmak Bir Mecburiyet Olunca
Onun için yazmak, bir yetenek meselesi değil, bir
mecburiyetti. Ne zaman içi daralsa, gözleri nemlense ama ağlayamasa, kaleme
sarılırdı. Yazmak, onun sessizce ağlamasıydı; anlatamadıklarını satırlara
fısıldamasıydı.
Ama bu gece farklıydı…
Ne fısıltı vardı ne gözyaşı…
Sadece dili olmayan bir kalp, içten içe yanıyordu.
“Ben şair değilim,” diye geçirdi
içinden. “Hiç de olmadım.”
Safahat ile Gelen Hatıra
Tam o sırada iç kapı gıcırdadı. Küçük torunu,
elinde yıpranmış bir kitapla içeri süzüldü.
— Dede, bu senin mi?
— Hangi kitap o?
— Safahat.
Adam tebessüm etti.
— Evet, benim. Ama o kitap değil, bir kalbin sustukça içe akan sesi…
Çocuk başını yana eğdi, anlam veremedi.
— Ne demek o?
Kalbin Sustukça Büyüyen Sesi
Yaşlı adam, torununun gözlerine baktı. Belki de
yıllardır kimseye söyleyemediklerini ona anlatabilirdi. Çünkü çocuklar
yargılamazdı, sadece hissederdi.
— Bak evladım, bu satırlar şiir gibi görünür
ama aslında gözyaşıdır. Bir adamın çaresizliğini, suskunluğunu… ama yine de
konuşmak zorunda oluşunu anlatır.
Çocuk kitapta bir sayfa açtı ve okudu:
“Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!”
Adam başını salladı:
— Evet… Kalbim konuşmaz, konuşamaz. Çünkü kelimeler bazen yetmez anlatmaya.
Ama bir gün gelir, suskunluk büyür içinde. İşte o zaman yazmak, konuşmaktan
daha gerçek olur.
Kalbin Yazdığı Satırlar
Çocuk usulca defteri masaya bıraktı.
— Senin kalbin yazıyormuş, dede. Dili yok ama sesi varmış…
O an, yaşlı adamın gözlerindeki yorgunluk çizgileri
sanki silindi. Kalbinin duyulmuş olması, yılların yükünü hafifletmişti.
O gece, eski deftere birkaç satır daha eklendi. Ne
kafiyeli ne süslüydü bu satırlar. Ama içtendi, samimiydi. Çünkü sanat
için değil, kalbin dili için yazılmıştı.
Okur
Notu:
Bazen kelimeler yetmez… O zaman kalbiniz konuşsun. Defteriniz, sizin en iyi
dinleyiciniz olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder