KİTAPLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASINA DAVET
Bazı davetler vardır ki
insanın hayatını değiştirir. İşte kitaplar da bize böyle bir davette bulunur.
Cemil Meriç’in söylediği gibi, "Güzel
kitaplar okuyucu için bir davettirler." Kitapların her biri, bizleri
farklı dünyalara, farklı zamanlara ve farklı düşüncelere götüren bir kapıdır.
Peki, bu kapıyı araladığımızda nelerle karşılaşırız?
Okumak, sadece bilgi
edinmek değildir. Okumak, insanın iç dünyasını zenginleştiren, hayal gücünü
besleyen ve onu daha bilinçli, daha erdemli bir birey hâline getiren bir
yolculuktur. Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli de işte bu noktada devreye
girer. Eğitim sadece aklı beslemekle kalmamalı, aynı zamanda kalbi ve ruhu da
doyurmalıdır. Kitaplar, bize bu dengeyi kurma fırsatı sunar. Onlar, kültürel
mirasımızı, millî ve manevi değerlerimizi öğrenmemizi sağlar ve bizi geleceğe
güçlü adımlarla hazırlar.
Bir kitabın sayfalarını
çevirdiğimizde aslında yeni bir dünyaya adım atarız. Bir tarih kitabında,
geçmişin izlerini takip eder; ecdadımızın fedakârlıklarını, mücadelelerini
öğreniriz. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederken duyduğu heyecanı
hisseder, Çanakkale’de vatanı için canını veren askerlerin cesaretine hayran
kalırız. Bu sayede sadece bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda kimliğimizi daha
iyi anlarız.
Romanlar ise bizi bambaşka hayatlarla tanıştırır. Bir karakterin duygularını, düşüncelerini ve yaşadıklarını okudukça, duygudaşlık kurmayı öğreniriz. Bir köy çocuğunun hayallerine ortak olur, bir bilim insanının keşif heyecanına kapılırız. Mesela, Ömer Seyfettin’in hikâyelerini okuduğumuzda millî ve manevi değerlerimize dair derin bir farkındalık kazanırız.
Ayrıca, kitaplar hayal
gücümüzü de geliştirir. Bir çocuk, Jules Verne’in ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ adlı kitabını okuduğunda,
denizin derinliklerindeki gizemli dünyayı gözünde canlandırır. Bilim kurgu
kitapları sayesinde geleceğe dair yeni fikirler geliştirir, tarih kitaplarıyla
geçmişin izinde yürürüz. Kitaplar sayesinde, hayal gücümüz sınırsız bir şekilde
genişler ve yeni keşifler yaparız.
Türkiye Yüzyılı Maarif
Eğitim Modeli, bireyin sadece akademik olarak gelişmesini değil, aynı zamanda
millî ve manevi değerlerle donanmasını da hedefler. Kitap okumak, işte bu
gelişimin en önemli anahtarlarından biridir. Yunus Emre’nin dizelerinde sevgiyi,
Mevlânâ’nın öğütlerinde hoşgörüyü, Mehmet Âkif’in şiirlerinde vatan sevgisini
buluruz. Böylece sadece bilgi değil, irfan ve hikmet de kazanırız.
Bugün teknoloji çağında
yaşıyoruz ve pek çok kişi kitap okumaktan uzaklaşıyor. Oysa Cemil Meriç’in
dediği gibi, "Kitapsız yaşamak, kör,
sağır, dilsiz yaşamaktır." Kitap okumayan bir insan, dünyaya dar bir
pencereden bakar. Oysa kitaplar, bize geniş ufuklar sunar, dünyayı ve kendimizi
daha iyi anlamamızı sağlar.
Türkiye Yüzyılı’nı inşa
ederken, bilginin ışığında yürüyen, kültürüne ve değerlerine sahip çıkan
nesiller yetiştirmek en büyük hedeflerden biridir. Kitaplar, bu yolda bizim en
güçlü rehberimizdir. O hâlde, elimize bir kitap alıp bu büyülü dünyaya adım
atalım. Unutmayalım, her kitap yeni bir keşif, her satır yeni bir ufuktur.
Peki, bu daveti kabul etmeye hazır mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder