ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR: HAYATIN SESSİZ UYARISI
Hayatın karmaşasında hepimizin öfkeyle hareket ettiği anlar
olmuştur. Peki, bu anların sonunda neler yaşadık? Bir anlık öfke, bir ömre
bedel pişmanlıklar doğurabilir mi? “Öfkeyle kalkan zararla oturur” atasözü, bu
sorunun cevabını derin bir bilgelikle sunar. İnsan ruhunun en güçlü
duygularından biri olan öfke, kontrol edilmediğinde hem bireyi hem de çevresini
sarıp sarmalayan bir fırtınaya dönüşebilir.
Geçmişten Günümüze Bir Uyarı
Atalarımız, bu sözle bizlere sabrın ve sağduyunun önemini
öğütlemiş. Çünkü öfke anında verilen kararlar, çoğu zaman aceleci ve sağlıksız
olur. Tıpkı rüzgârın savurduğu bir geminin limanı şaşırması gibi, biz de
öfkemizin esiri olduğumuzda hedeflerimizden saparız. Hayatınızda öfkeyle
hareket ettiğiniz bir anı düşünün. Geriye dönüp baktığınızda, “Keşke bekleseydim,”
dediğiniz anlar olmadı mı?
Öfkenin Bedeli
İnsanın kalbinde biriken öfke, yalnızca onu değil,
çevresindekileri de etkiler. Bazen bir kelime, bir bakış ya da bir hareket her
şeyi altüst edebilir. Örneğin, bir dostunuzla tartıştığınızda öfkeyle
söylediğiniz kırıcı bir söz, belki yılların dostluğunu bir anda yerle bir
edebilir. Bu zararı telafi etmek ise bazen imkânsız hale gelir. İşte bu yüzden,
“zararla oturmamak” için sakinliği bir erdem olarak benimsemek şarttır.
Sakinliğin Gücü ve Öfkeye Karşı Durmak
Öfkeyle kalkan insan, kontrolsüz bir ateş gibidir. Ancak
unutulmamalıdır ki ateşi söndürmenin yolu suyu kullanmaktır; su ise burada
sabır ve sağduyudur. Bu durumda insan kendine şu soruyu sormalıdır: “Bu anlık
öfke, gerçekten değer mi?” Bu soruyu sormak, çoğu zaman bizi daha akılcı ve
sağlıklı bir karar almaya yönlendirir. Öfkemizi kontrol ettiğimizde, hem
zihnimiz hem de kalbimiz özgürleşir.
Sonuç: Öfke Fırtınasını Dindirmek
Sonuç olarak, “Öfkeyle
kalkan zararla oturur” atasözü, bize her zaman bir rehber olmalıdır.
Hayatta, öfkenin getirdiği karanlıkla değil, sabrın ve sağduyunun ışığıyla
ilerlemek gerekir. Öfkeyi bir fırtına gibi düşünelim; fırtınalar elbet diner,
ancak bıraktığı yıkım kalıcı olabilir. Öyleyse bir sonraki öfke anında
kendimize şu soruyu soralım: “Bu öfkeyle
hareket edersem, sonuçlarına gerçekten katlanabilir miyim?” Belki de bu
soruya vereceğimiz cevap, bizleri zararla oturmak yerine, huzurla kalkmaya
yönlendirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder