ÇANAKKALE RUHU VE RAMAZAN’IN MANEVİ
GÜCÜ
Tarihimiz, fedakârlık ve inançla yazılmış destanlarla doludur. Çanakkale
Savaşı, sadece bir cephe mücadelesi değil, aynı zamanda inancın, azmin ve vatan
sevgisinin en büyük göstergelerinden biridir. O günlerde askerlerimiz, zor
şartlar altında bile inançlarını ve değerlerini koruyarak savaştılar. Açlık, susuzluk,
yorgunluk onları asla yıldırmadı. Ramazan ayı geldiğinde ise birçoğu, en ağır
şartlara rağmen oruç tutmaya devam etti.
Sezai Karakoç’un dediği gibi: "İnsan ruhunun yüceliği, fedakârlıkla
ölçülür." Bir askerin cepheden kızına yazdığı mektup, bu inancın ve
fedakârlığın en güzel örneklerinden biridir. O asker, sahurda sadece birkaç kök
ot bularak oruca niyetlenmiş, gün boyu siper kazmış ve düşman taarruzları
karşısında savaşmıştı. Akşam ezanı okunduğunda ise matarayla suyu elden ele
dolaştıran askerler, birbirlerinin oruçlu olduğunu o an fark etmişlerdi. Kimisi
sahursuz, kimisi aç ama hepsi vatan sevgisiyle oruçlarını açmıştı. İşte bu,
Çanakkale ruhunun ve Ramazan’ın manevi gücünün en güzel yansımasıdır.
Ramazan, sadece aç kalmak değil, sabretmek, paylaşmak ve şükretmektir.
"Sabır, insanı insan eden en büyük erdemdir," der Karakoç.
Çanakkale’deki askerlerimiz, orucun ve fedakârlığın en güzel örneklerini
bizlere miras bıraktılar. Onların yaşadığı bu büyük iman ve vatan sevgisini
anlamak, bizlere düşen en önemli görevlerden biridir.
Bugün bizler, bolluk ve refah içinde yaşarken, onların fedakârlıklarını
unutmamalıyız. Her lokmamızda, her yudum suyumuzda, onların hatırasını
yaşatmalıyız. Çanakkale ruhu, sadece bir savaş hatırası değil, aynı zamanda
inancın, kardeşliğin ve vatan sevgisinin bizlere bıraktığı en büyük mirastır.
Sezai Karakoç'un ifadesiyle, "Bir milletin büyüklüğü, geçmişine sahip
çıkmasıyla ölçülür."
Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Onların emaneti olan bu güzel vatanı,
birlik içinde koruyarak ve değerlerimize sahip çıkarak yaşatmalıyız. Rabb’imiz,
bizlere de onların inancını ve fedakârlığını idrak edebilmeyi nasip etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder