KİTABIN ADI: İdeal Öğretmen
YAZARI: Grıgory Petrov
DERLEYİCİ: Selim Gündüzalp
YAYINEVİ: Zafer Yayınları
SAYFA SAYISI: 75
İDEAL
ÖĞRETMEN
GRIGORY PETROV
1880’li
Yıllarda Moskova Üniversitesi
1880’li Yıllarda Moskova Üniversitesinin bütün
profesörleri, öğrencileri ve Moskova’nın aydınlar grubu, büyük bir şaşkınlık yaşıyorlardı.
Çünkü tanık oldukları şey, o güne kadar görülmemiş bir şeydi.
Üniversitenin en genç Matematik Profesörü S.A.
Raçinski, üniversitedeki kürsüsünden istifa etmiş, ayrılmış. Rusya’nın
Smolenska Eyaleti’nin Tatevo Köyü’nde öğretmenliğe atanmak için Eğitim
Bakanlığına bir dilekçe vermişti.
Bilim dünyası onunla övünürken ve birçok
Matematik bilgini ondan önemli buluşlar beklerken, bu genç profesör, kendi
arzusu ile üniversitedeki çalışmalarına son veriyordu.
AMA NEDEN?
Herkes AMA NEDEN? diye büyük bir merak ile
soruyordu. Raçinski ise bu sorulara tek bir cevap veriyordu:
SADECE VE SADECE
BİR KÖYDE,
SIRADAN
BİR KÖY
ÖĞRETMENİ
OLMAK İÇİN…
Bir Rus Edebiyatı eseri olan bu küçük hacimli
kitap; ideal sahibi bir öğretmenin, mevcut tüm fırsatlarını ve parlak
geleceğini elinin tersi ile itip, zorlu, küçük ama anlamlı bir ideal peşinde
koşmasını konu ediniyor.
Tavsiye Ederiz ki!
Eğitici, düşündürücü, gurur verici olan bu
idealist kitap, her öğretmen ile öğrenci tarafından mutlaka okunması gereken
bir eserdir.
Eser gayet akıcı bir üslup ile yazılmış olup,
75 sayfa gibi küçük bir hacme sahip olduğundan, elinizden hiç düşürmeden bir
solukta okuyabileceğiniz bir kitaptır.
Eserin
Konusu
Prof. Raçinski’nin, Rusya’da 1880’li yıllarda
ülkenin en iyi üniversitelerin birinde genç ve gözde bir Matematik profesörü
iken, üniversitedeki görevinden istifa ederek
Doğduğu köye bir ilkokul öğretmeni olmasını
konu alıyor.
Kitabın ilk bölümünde, Prof. Raçinski’nin bu
ani ve ilk etapta anlaşılması güç, akıl almaz tercihini anlamakta zorluk çeken
diğer üniversite hocaları ile girdiği fikri tartışmaları oldukça zevkle
okunacaktır.
Arkadaşları onu vazgeçirmek için kırk dereden
su getiriyorlar, üstten girip alttan çıkıyorlar. Ancak Raçinski kendinden emin,
kararlı ve vakur bir duruş sergileyerek diğer tüm hocaları susturmayı, alt
etmeyi başarıyor.
Raçinski, bu bölümde köy öğretmenliğinin ve
sınıf öğretmeninin donanımlı olmasının önemini vurguluyor.
Prof. Raçinski köye geldikten sonra her şey
güllük gülistanlık olmuyor. Köy halkının çıkardığı zorluklarla karşılaşıyor. Ancak ideal sahibi
olan Prof. Raçinski tüm bunları önceden tahmin etmiş ve hazırlıklı gelmiştir.
Köydeki öğrencilerin yeteneklerini ortaya
çıkarmak ve bunları geliştirmeyi temel hedef edinen idealist öğretmen, kısa
sürede dünya çapında bir ressam, kimya profesörü ve din adamı yetiştiriyor.
Bu başarılarından sonra, onu suçlayan,
yadırgayan ve anlamayan eski üniversitedeki arkadaşları onu takdir ediyorlar.
Prof. Raçinski aydınların ve devlet adamlarının halktan uzak bir yaşam
sürdürmelerini ve halka yabancılaşmalarını eleştiriyor.
Şunu Bilmeliyiz!
Biz halka ne verdik ki onlardan ne bekliyoruz?
Birçok yetenek keşfedilmeden, geliştirilmeden,
faydalanılmadan yok olup gidiyor. Bir ülkeyi güçlü ve değerli yapan halktır.
Halkın eğitim ve refah seviyesi ne kadar yükseltilirse o ülke o kadar değer
kazanır.
Bu açıdan o dönem Rusya’sı ile aynı dönemin
Türkiye’si birbirine benziyorlar.
Üretmeden Övünmenin Bir Faydası Yok
Prof. Raçinski, ülke olarak üretim yapmadan tüketim yaparak boş boş
övünmeyi eleştiriyor:
“Biz şöyle bir milletiz, böyle topraklarımız
var, şöyle kaynaklarımız var vb.”
Esas olan bu kaynakların doğru bir şekilde
değerlendirilmesidir.
Övünmek İstiyorsak;
Bize ait değerlerimizi önce yöresel, sonra
ulusal daha sonrada evrensel düzeye çıkarmalıyız. İşte ancak o zaman
övünebiliriz!
Prof.
Raçinski, Rus Halkını uyuşturan, gerileten, perişan eden en büyük illetlerden
birinin içki olduğunu söyler. Bunu sosyo-ekonomik koşullar ve en önemlisi
sağlık açısından bilimsel verilerle kanıtlamaya çalışır.
Eğitimin
Önemi
Prof. Raçinski, eğitimin önemini vurgularken,
eğitimin hayatın her alanında gerekli olduğunu ve herkesin eğitime ulaşması
gerektiğini vurgular.
Yani zamanımızda olduğu gibi sadece geçim için değil, hayatın kendi
sürecinde elzem olduğu için bilginin peşine düşeceğiz!
Kitabın Sonucu Olarak;
Yazar, Prof. Raçinski’nin yetiştirdiği
öğrencilerinin kısa hayat hikâyeleri ile 1900’lerdeki Rus devlet, aydın ve
toplum yapısını sorgulayarak kitabı sonlandırır.
Soruyorum Size!
Ruh köklerini yitiren, giderek ruh kökleriyle kavgalı hâle gelen bir
aydın, bu dünyaya ruh üfleyebilir mi, insanlığa, insanlığın önünü açacak yeni
bir şey verebilir mi?
Zihinsizleştirilmiş bir zihne yani körleşmiş ve köleleşmiş bir zihne sahip
olduğu için, yalnızca ödünç akılla, ödünç zihinle ve ödünç bir kültürle yaşayan
bir aydın, bu dünyaya ne verebilir ki?
Asıl Körleşme Ve Köleleşme Budur!
Zihni, aklı, dünyası ödünç olan, taklidi yaşayan bir aydının -dolayısıyla
genç kuşakların- dünyaya özgün şeyler verebileceğini sanmak, aslında zihnen
köleleşmenin ve körleşmenin bir göstergesinden başka bir şey değil.
Şimdi Sıra Bizde!
Türkiye, deyim yerindeyse, çok hızlı bir
şekilde, toplumun bütün kesimlerini kucaklayarak,
medeniyet iddialarını yeniden kuşanmalı.
Ve medeniyet iddialarıyla donanan özgüveni yüksek, pergelin sabit ayağını
bizim medeniyet dinamiklerimize basan, pergelin hareketli ayağıyla da bütün
dünyalara, medeniyetlere, kültürlere açılan,
bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, insanlığın yükünü
omuzlarında taşıyan, çağ açacak, çağrısı çağını kuracak, çağlayan olup yeniden
insanlığı barış yurduna kavuşturacak parlak, özgüveni yüksek öncü
kuşaklar yetiştirecek tohumları toprağa düşürmeye bakmalı!
En Büyük Hedef, Öncü İnsan Yetiştirmek Olmalı!
Türkiye'yi bekleyen en büyük iş, medeniyet dinamikleriyle donanacak ve
insanlığın önünü açacak parlak öncü kuşaklar yetiştirmek olmalı!
Önce İnsan,İnsan,İnsan!
İnsan, İnsan, yine insan…
Kültürü, eğitimi ve gençliği ihmal edersek, geleceğimizi imha etmiş oluruz!
Korkmayın!
Gerçekleri görmekten korkmayalım!
Bu Ülkenin Öğretmenleri!
Kültürde, sanatta, fikir hayatında asıl söylenecek ve dünyaya iletilecek
sözü söyleyecek
olanlar, bu ülkenin medeniyet birikimini ve ruh köklerini harekete ve hayata geçirecek olanlar, BU ÜLKENİN
ÖĞETMENLERİDİR!
Sözün
Özü
Konuşlandığınız yer, konuşmanızın içeriğini belirler; konuşmanızın
dil'ini, yerini ve yön'ünü tayin eder.
Konuşlandıkları yeri bilemeyenler, bize, bizi sahil-i selamete çıkarak
bir yolculuk armağan edemezler.
Sonuç Olarak
Sonuçta çağ'ı tanıyamadıkları için, sürekli tanımlanırlar. Ve çağ'ın
ağ'ları, bağ'ları ve kavramları tarafından çıkmaz bir sokağa sürüklenmekten
kurtulamazlar.
Görmüyor musun?
Görmüyor musun? O hâlde ne duruyorsun? Kalk ayağa öyleyse!
Müjdeci Ol!
İlim, irfan, hikmet burçlarında hakikat medeniyetinin sönmeyen nûruyla insanlığı,
varlığı ve bütün dünyayı aydınlatacak, esenliğe çıkaracak, kardeşliğe, adalete
ve hakkaniyete çağıracak hakikat çağının habercisi hakikat bayrağını
dalgalandır!
Dikkatli Ol!
Eğer büyük hatalar yapmaz, geleceğe iyi hazırlanırsak tarihi biz
yapacağız yeniden…
Şimdi Çalışma Zamanı
Kaybedecek vaktimiz
yok: Önce insan, sonra insan ve her zaman insan!
İnsan olmadan asla!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder